DÜNYALAR KADAR
henüz tüyü yeni bitmiş ölümler,
parmak aralarından üfleniyor, demli çaylar, üst üste bacaklar, sallanıyor rast makamında kafalar çürük yorgunluğumla yürümeden koşuyorum kara kedi kadar hızlı yüreğim geleceğe kucak-kucak diyorum mevsimlerden zemheri günlerden gece kondu yaşamlardan çıkmaz sokak bir bir ismini sayıklıyorum anneler rüyalarında sarılıyor büyümüşte küçülmüş çocuklara uyan(dır)mak yasak, sabah işkence doğurmaktan geliyorum hicaz makamından tartılıyor hayatlar tükürüklü bağırtılar satıyor pazarcılar görünmeden ıslıkları çalıyorum bir de, bir de cebime balık kokulu yarınları dolduruyorum geç vakit oldu martılar çatı üstlerinde bir ileri, iki geri insanlığın huzurunda dar sokaklardan geçiyorum uykusu kaçan ay gözlü çocuk pencereden sesleniyor karanlığa hiç uyumasam kaç kere ölürüm ? evlatlar bir kere, anneler dünyalar kadar.... |