GURUR DAĞIMDA GÖMÜLÜ SEVDAMdemek son zincirlerini de kopardın yüreğimden özgür bir kartal gibi doruklarına tünedin öyle mi? bir zambağın susuz kalınca kendi içine kapanması gibi sarmalarım sanma kendimi ’yalnızlığımı’ senin bir zamanlar en yüce dediğin ve benim korkuyla irkilerek kenara kaçtığım ’gurur dağında’ örs yemiş kızgın bir demir parçası gibi bıraktım. dolaba gizlediğim ne kadar şüpheci duygum varsa hazine arayanlar gibi tek tek elden geçirdim sabırsızca üstü toz bağlayan anıları temizlemek adına öyle hısrla üflemişim ki artık yerinde yeller esiyor ah be geçmiş zaman bir zamanlar yangın çıkaracak kadar alevliyken kalbimde şimdi soğukluğun nasıl da iliklerimi kesiyor. gözlerim tepelerin alacakaranlığında her an havalanacak bir rüzgâr bulutunun gelişine sabitken söküp alıyorum onları hayatın başka yönü de olduğunu hatırlatıyorum o yaban gözlerime süzülen ne kadar yağmur damlası varsa yanaklarıma elimin tersiyle geçmişin karanlık dünyasına gönderiyorum hışımla kar yağmış doruklara dönüyorum buz gibi ak/ı yansırken sözlerime donmuş birkaç cümleyi o tarafa doğru fısıldıyorum dudaklarım tipi yemiş bir ceylan saflığında zoraki kımıldıyor sen tünediğin doruklardan beni seyretmeye devam et sevgili diyorum bensizlik kurşununu bir zamanlar ’benim’ diye yaslandığım sinene yediğinde ve olduğum yana yuvarlandığında seni tutacak kollarım olmayacak nasılsa. Ayvazım DENİZ . |
çok güzel bir şiir keyifle okudum kaleminize sağlık