Özlemedim Seniözlemedim ben seni... ne gidişine üzüldüm yüzümü herkesten gizleyerek ne de hasretinle yandım kenarda unutulan çiçekler gibi. kavrulan taze kahve kokusu gibi içimi sararken yokluğun burun deliklerimde teninin kokusu yavaşça ayrılık tüneline düştü ne var ne yok sırtıma alıp anılar rıhtımına yol aldım usulca kahperengi bir taşın üstüne bıraktım elimde kalan son umut kırıntılarını sahipsiz martılar gagalarken sevinç çığlıkları attılar ben ellerim kulaklarımda çakıl taşlarına çarpacak ayakkabılarının sesini bekliyorum dersem yalan olur yalan olur çünkü o zaman özlemin beni sarmaladığını köpük köpük dalgaların hislerime tercüman olacakmış gibi sahilin sinesini nasıl dövdüğünü seyredersin. ben seni hiç özlemedim.. öyle alingirli cümleler kuramam hasretin boğazladığı onca sevdalılardan da olamadım hiç dümdüz giden kasisli bir yoldu ’içimdeki sen’ tali yolara sapmadan güneşi gözlerine yerleştirmiştim nereye dönsem sipersiz bir aşk vururdu gözlerime dizlerimde uyuturdum hasretin ayak seslerini bu yüzdendi ufacık gürültüde bile korkarak zıplamam zaaflarımı bu kadar kolay sermezdim genelde ortaya ama seni özlemedim demek bir zaaftı ve ben bağışlanmaz bir günaha girmiş gibi affedilmenin sarp yamaçlarını tırmanırken buluyorum kendimi. benim baktığım göğün altındasın aynı ’ay’ soluk yüzünü gösterirken ikimize ve yağmur gibi yağarken başımıza küskün yıldız kümeleri ne samanyolu ne kara delikler yutamazken sevdanın bir dilimini bile içimde ağız sulandıran pastanın tadına varmak için acele adımlarıma gerek yok benim olan özlemin gün görmemiş soğuk yüzü daha bana tam dönemeden dönecektir nasılsa işte o yüzden sırf o yüzden ben seni hiç özlemedim sevgilim. Ayşegül Hanım’a ve Nedim Bey’e sonsuz teşekkürlerimle. --- Ayvazım DENİZ . |