Farkında mısınız?Farkında mısınız? kendine huzurlu ülkelerde güneşler doğar gülerek her sabah hem de her sabah hiç sektirmeden huzurlu neşeli insanların üzerine mutluluk ve sevinç yayılır besili bakımlı yüzlerden öteki besili bakımlı yüzlere beri yanda bir kuş uçumu kadar yakın bir kuş uçumu kadar yakın diyarlarda bir kâse çorbaya bir lokma ekmeğe bir avazlık uykuya ne canlar verir doğunun ortasında çoluk çocuk kız kızan genç yaşlı yok ki onların yarınlara hiç umudu kalmamış göz pınarlarında acıya da sevince de akacak gözyaşı günbegün doğan güneşle aynı korku aynı heyecan demirden çifte su yemiş çelikten olsa da buna dayanır mı ki can kan kırmızıya döner her daim alaca karanlığa bakan çakır bakışlar gün batımının da farkı yoktur karanlıklara boğulan gün doğumundan sabah yeli korkak eser burada utangaç mahzun çünkü barut kokusu götürür fesleğen bekleyenlere göçmen kuşları hiç aramayın saçaklarda damlarda vakitsiz göçmüşler terk etmişler yuvalarını dağılmış evleri barkları artık işitilmiyor ki kumruların leyleklerin Tanrı’ya duacı sesleri ağaç garip kalmış kendi heybetine hasret koparılmış çiçeklerine yanıp kavrulmuş dallarına mahzun bakar çok değil birazdan havanlar atılır roketler fırlar yer gök diller bismillah demeden daha inim inim inler asrın ayıbı cehennem ateşini aratmaz ki yakar kavurur bedenleri yakar kavurur yarınları güneşi arayanları kahrolası cehalet kahrolası cehalet çöker insanlığın üstüne üstüne bulutlar su yerine dökülen kanları taşır doğunun ortasından medeniyim diyen asrın uygar canavarlarına yok ki gökyüzünün hatta bulutların ve hatta rüzgarların bu nakilde bir suçu nasıl bir dünya nasıl bir insanlık kim kimden daha uygar ya da kim kime daha acımasız nice bebeler nice analar nice babalar doymayan galon galon hırslar uğruna kefensiz girdiler kara toprağa çok çetrefilli bir oyun var burada korkarım gözyaşları hiç dinmeyecek yanı sıra akan kan da kimler kazıyor bu dipsiz kuyuyu kimler yiyor koca dünyanın ciğerlerini kimler demek ki hak-hukuk diye diye sözde kalan sözü çiğneyecek çiğneyecek medeni cibilliyetsizlik onca hukuku vuruldukça vuruldukça bembeyaz kanadı kızıla boyandı farkında mısınız güvercin kalmadı üstelik gagasında "zeytin dalı" vardı düşüp ateşlerde kavruldu yazık barış öldü Şükrü BEŞİKTAŞ |
bembeyaz kanadı kızıla boyandı
farkında mısınız güvercin kalmadı
üstelik gagasında "zeytin dalı" vardı
düşüp ateşlerde kavruldu
yazık
barış öldü
Gönül kaleminize sağlık hocam sağlıklı şiirli ömürler dilerim