Mihricana mektuplar /1
Mihrican eğ başını bugünlerde geçecek
Işığa benzer ışık,düşe benzer bir düşten dönerken durdum! Kıpırtısız gece saydam kaldırımlar sağanak yağmur çok eski bir şarkının doğum gününde üşüyen bir ceketle hücrelik bir adımda durdum! eğimli zaman duvarındaki devleri dehşetli bir mızrakla vurdum yanan vurulan ölen çocukları ruhumda buldum masada bir kelebek,kanadında bir şiir dönüp gelenbir nehir,güvercinler ve yollar kırıldı takvimlerde,görünmez oldu şekil dağ glayölleri,menekşeler ve yıllar ilerlerken durdum! kıpırtısız gece saydam caddeler ve pencereler cam kırıkları halinde öldüler rüyamda üşümüşüm hüznüm bir cep aynası yansıtıp düşürmüşüm kocaman bir hikaye rüzgarı bir parmağı kitapta mum yanığı beni saran gümüş ten bana sarılırken durdum! kıpırtısız gece saydam kaldırımlar kanlı pencere yüreğimi götürdüler öğle üzeri bir kanlı gül içinde bulutsular yığıldılar ışıklar mı dökülüyordu bilmem güvercinler mi ağladılar yüreğimi götürdüler pencerede kül sonbahar yapraklarını kararttı güneş kanatlarını kanlı bir pencerede şimdi esmer hüzün asılı tarlada kurşun havada kum güvercin gözlü aşıklar şimdi içimde hangi sevgiler yok hangi sevgiler var? balkonda saatlerce yağmura kan dokudum kitaplarımı yedim ağlıyorum sandılar yıldızların peşimden sürüklendiği gece içime zehir gibi çöreklendi acılar kıpırtısız bir gecede ölmüş çocuk kanatlarının içinde saydam kaldırımlar da yürüyen fotoğraflarla yüreğimin kanını döküyorum elimde ki siyanür çiçeğine öptüğüm an öleceğini bile bile ayşegül aşkım karagöz (rüzgar çanları) kuşları ve kedileri çok seven şair |