derin göllerden gelen
Sus gecesine düştüm
Rüzgar yıllarından Ey ağıdım ört üstümü denizle Şehir bakar bir ihtiyar benizle (sus gecesine dönüş) Limon bahçelerinde bir rüya gördük erken Uyandık şafak ile baktık uzun yollara Rüzgar dağıttı bizi parçalanamdık derken Bir kaç çırpınış kattık parçalanan yıllara Yıldırımlar susunca çağlayayım mı Anne Bir şiir gibi hazin ağlayayım mıAnne Sus gecesine düştüm Fotoğraflardan... Yola çıktım siyah beyaz karlı bir kışa Ben yıldızlar bıraktım o çıkılmaz yokuşa Rüzgar gülü şiirlerini topla Çıkar öfkeni satırlardan H i m a l a y a 848 metreyi tokatla (sus gecesinde ölüş) Ellerimizde güneş ve kuzey ışıkları Veda saatlerinde gözbebeklerimde buz Selamlardım çocukken hep giden yolcuları Şimdi sevdadan yana ne kadar da yoksuluz Yıldırımlar susunca çağlayayım mı Anne Bir şiir gibi hazin ağlayayım mı Anne Sus gecesinde ölmüştüm Sokratesin imgelerini sırtımda taşıdığım gecede İnfaz olmuş pencerede Kınından sıyrılmış paslı bir hançer Mahşerin mahşerinde Yüzümdeki tebessüm ölüm kadar harika Uçuruma selam durur şahika Ayşegül Aşkım Karagöz (rüzgar çanları) kuşları ve kedileri çok seven şair |
Uçuruma selam durur şahika
bu şiiri görmemişim..
Çok beğendim dost....