Ayrılığın Kostümü
Ben ki...
Alıştıramadım kendimi birtürlü, Sensiz ve yanlız gecelere. Yokluğunu sığdıramadım Bomboş evimde hiçbir köşeye. İncitmek bir yana, Dokunmaya bile kıyamazken ben sena, Neden bu öfke dolu bakışlar? Tirtir titrerken kaybetme korkusundan, Kimden bu köşe bucak kaçışlar? Alınmaz mı sandın sen bendeki yüreği? Paramparça olup,kırılmaz mı sandın? Yoksa çok mu küçük gördün hayallerimi? Hani seninki dağlar gibiydi de Benim umutlarıma sığmaz mı sandın? Aslında iyi biliyorum cesaretin şavaşanda olduğunu. Biliyorum kalanın değil,kaçanın korkak olduğunu. Aklın almadı değil mi? Benim küçük umutlarımdaki kocaman dünyayı. Gözün korktu. Sıcaklığıma yanaşırken ellerin dondu. Soğuk yanlarımı hissedince de, Yüreğin yangın yerine döndü,kavruldu. Haklısın sen de. Bukadar ağır olmamalıydım belki de. Bukadar duygusal, Bukadar yürekten bağlanmamalıydım. Ama kahretsin ki beceremiyorum işte. Ne basit olabiliyorum,ne de basit seviyorum. Yürek tutulmaya görsün birkere. Gökyüzündeyse aşk Çırpıyorum kanatlarımı götürebildiği yere kadar. Ummanlardaysa, Tutuyorum kendimi, dalıyorum enginlere Nefesimin yettiği yere kadar. Yaşıyorum her halini aşkın. Serin rüzgarlarla savurur saçlarını nefesim. İçini ısıtır güneş gibi bakışlarım. Bütün kostümleri mevcut yüreğimde aşkın. Yeri gelir, demir olanı giyerim. Yeri gelir deli olanı. Bazen en kuvvetli prangayla mahkum olanı, Bazen de Çağlayanlar gibi hüngür hüngür ağlayanı giyerim. Şimdi bir başımayım boş odamda. Ve sensizliğe bu yürek hiç alışmadı. Denedim hepsi uydu da, Bir ayrılığın kostümü Üstüme hiç yakışmadı... _____________Murat BULUT |