BİR AVUÇLUK ZAMAN
niçin hep hüzne boğulur o güzel didarın
oysa aleme mal olmuş o eşsiz nîgârın her şey aslın da ortada ayan beyan zahir ummanı yansıtır kafir sanki de zevahir sabırsız derya intizar canıma tak etti nâr-ı sevdan da yanarken bırakıp da gitti kaderimde mi yazılı yoksa yer mi etti har ne ot biter ne bahçe de bir garipçik ezhâr dil yaran yakar durur da dindirmeden gittin tahassüre düşürüp de onarmadan yittin genelde dem dem okşarken ezişte de geçtin ortada kâr varken gülüm sen hebayı seçtin dil rübâ mı olmuş millet sormadan alırken gamzeden alır giderler sinsice gülerken canlı canlı parçalar da demez ki ne yaptım ayan beyan ortadadır edepsiz ilk atım zaman aşımına uğrar ne hak kalır ne verecek ziyan edilir tüm yıllar kayıptır gelecek bâd-ı sabâ esiştedir her türlü şeyler de Güher olsan da ne çare başka el elinde üryan kalırsın bir anda bizar ve çaresiz öz yatak da bile batar dikenler habersiz ay ışığı zor bulunur gün hasret kalınır hangi dergâha da gitsen ad namsız anılır sararken uhrevi duygu ahrette kalınır nefsin sıkıştırılması sığınılmış sınır galeyana gelirken o bin bir pişmanlıklar sana göz açıp kapama kadardır anlıklar kasavet içinde geçer yaşam da duygular gazap üzümü gibidir infial kurgular cem edilince tüm hayat kayıptır adabı işkence içindedir aşk çekerken şarabı sıfırlanmış olur her şey onarmak ne mümkün gassal elindedir beden söyler durur türkün kabir soğukluğu tüner ürpertir vücuttu oysa dünya da yaşanan ömür bir sücuttu… (11.102014) AZAP… |
Kutluyorum usta kaleminizi.
Sağlıcakla kalınız...