HASRET ÇİÇEĞİ ( isimli kitabımdan aşka dair seçmeler)Gittin Ya Gittin aynalarda silindi yüzün kalbimi ateşe yakışım ondan içimde sızılar gözümde hüzün böyle melûl-mahzun bakışım ondan gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı inleyen dalında ince bir sancı gittin ya şimdi her yer bana yabancı kendimi dağlara vuruşum ondan gittin boyun büktü güller gülşenler gittin ya sarardı soldu bahçeler uzak diyarlara göçtü serçeler esen yele haber soruşum ondan gittin ya tükendi mavi aydınlık gittin ya şimdi her yer karanlık mevsimler yüzüme gülmüyor artık böyle garip garip susuşum ondan kalmadı bir umut tükendi neşem vakitsiz boynunu büktü menekşem yüzünü görmeden ölmek endişem böyle boynu bükük duruşum ondan 2 Günüm güneşim ol, ısınacağım Günüm güneşim ol, ısınacağım Ümit duvarım ol, yaslanacağım Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım Gül kokun bir ömür tenimde kalsın Sen uykuysan ben gördügün düş olam Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam Ağlar isen yanağında yaş olam Gözlerin bir ömür gözümde kalsın Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım Göğsüne başımı yaslayacağım Kalbimin içinde saklayacağım Özlemin bir ömür gönlümde kalsın Bir dünya sun bana tutunacağım Gönlümü sevginle avutacağım Bütün ihanetleri unutacağım Ellerin bir ömür elimde kalsın Sevgi mırıldayan nehirler gibi Derin uykularda şehirler gibi İsminki dualar şiirler gibi Ölünceye kadar dilimde kalsın 3 Hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin şiir sensin, mısra sensin, dil sensin ateş sensin, duman sensin, kül sensin hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin baharda tomurcuk nazlı çiçeksin ömrümü önüne serdiğim renksin uğruna canımı verdiğim cenksin hangi yana vursam, kime gitsem sensin Arım sensin, çecim sensin, balım sen bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen ipek sensin, şalım sensin, alım sen hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin Gül gülşenler senindir, sen benimsin dünya alem senindir, sen benimsin aşk-ı nağme senindir, sen benimsin hangi yana vursam, kimi sevsem sensin Canda özüm, özümde canım sensin ruhda gözüm, gözde nihanım sensin vatan-ı tacım, tacı cihanım sensin hangi yana vursam, kime gitsem sensin Göster cemâlini ey mihribanım hilâl kaşlım, aybakışlım, sol yanım usul boylum, yıldız gamzelim, fidanım hangi yana vursam, kime gitsem sensin sensin sevincim, neşem, hevesim sen sensin kalbimin sesi, nefesim sen aynalarda baktığım her resim sen hangi yana vursam, kime gitsem sensin yalancı dünyada baş tacım sensin sevincim, huzurum, tek acım sensin düşmüşüm derdine, ilacım sensin hangi yana vursam, kime dönsem sensin Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen şarkım sende, sazım sende, sözüm sen nazım sende, yazım sende, özüm sen hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin derdine düşmüşüm dermanım sensin bir mahkümüm idam fermanım sensin hangi yana vursam, kimi sevsem sensin 4 Sine-i AŞK aşkımdan büyük aşk olmasın diye bülbülü öldürdüm, gülü soldurdum mecnun leyla’sını bulmasın diye sahrayı öldürdüm, çölü yoldurdum benden başkası bakmasın diye gözlerde ırmaklar akmasın diye alevin kimseyi yakmasın diye ateşi söndürdüm, külü öldürdüm ağuyla doldurdum bardağım,tasım ben bittim bitmedi bir ömür yasım duvardaki sazdı bütün mirasım çanağı böldürdüm, teli öldürdüm dağlara dumanın ağmasın diye üstüme güneşin doğmasın diye yaprağında şebnem ağlasın diye yağmuru öldürdüm, seli öldürdüm 5 Karanlık gecede mehtabım olsan Karanlık gecede mehtabım olsan Süzülsen o hayal sessizliğinle Dilinde nağmeler elinde keman Okşasan ruhumu güzel sesinle Özge canım olsan gönül yoldaşım Bir ömür dizinde dinlense başım Akarsa uğruna aksın gözyaşım Yakarsa ateşler yaksın elinle Bir daha sönmesin içimde közün Bir daha çalmasın kapımı hüzün Çiçekler açtırsa gülünce yüzün Dağılsa efkarım gül nefesinle Kimse okşamasın al yanağını Öpmesin başkası gül dudağını Bana bağışlasan gönül bağını Sevgiden bir yuva kursak seninle 6 Öyle uzaklarda arama beni Öyle uzaklarda arama beni melül mahsun bakan bakışındayım sahte sevgilerde sınama beni kalbinin çırpınan atışındayım dudaktan dudağa bir şiir gibi yıldızlara hasret bir şehir gibi gönülden gönüle bir nehir gibi nazlı bir pınarın akışındayım sen var bu dünyada gönlünce yaşa bakıp uzaklarda arama boşa dertlerle bulursun beni başbaşa sen ağlarsan gözünün yaşındayım ayrıldığın yerde ah var,figan var ağaçlar yas tutar, kırılgan dallar gülünce çimlerde yeşil bir bahar nazlı bir çiçeğin nakışındayım her tufan ardında bir güz bıraktı solan her yaprakta bin giz bıraktı çektiğim her acı bir iz bıraktı şimdi bir ömrün kara kışındayım sen hala içimde incecik sancı biricik sevdiğim başımın tacı sarıldığın yerde kalsada acı ben hala o pınarın başındayım eserken başında kavak yelleri bağlanmıştı gönlüm öyle serseri sen hala o güzel, nazlı, cilveli ben hala o ondokuz yaşındayım 7 Kalbime Vurulan Mühür Gibisin Gözlerin ufkumda bir nur inanki En umutsuz karanlık gecelerde Seninle kördüğüm gibiyim sanki Çözülmek bilmeyen bilmecelerde Seni sevipte unutmak mümkün mü? Kalbime vurulan mühür gibisin Ben deli divane hayat küskünü Sen daha taptaze ömür gibisin Sen bir leyla isen bende mecnunum Öylesine yangın öylesine vurgunum Sensiz yaşayamam anlıyor musun? Hava gibi su gibi sana mecburum Sensin içli sevdam nazlı çiçeğim Tatlı hülyam, hayalim, tek gerçeğim Bu can bu bedende var oldukça Seni ölümüm gibi bekleyeceğim 8 Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde Yıllar gelip geçti zaman değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Dağlara kar düştü duman değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Ovalar nehirler düzler değişti Baharlar rüzgarlar güzler değişti İnsanlar nesiller yüzler değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Sen hala içimde incecik sancı Biricik sevdiğim başımın tacı Sevenler eskidi herkes yabancı Bir sen eskimedin şu yüreğimde Mevsimler takvimler yıllar eskidi Resimler kavimler kullar eskidi Gelenler gidenler yollar eskidi Bir sen eskimedin sevdiğim bende Şaşsa da yollarım kesilsede hız Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız Hala yavuklumsun o nazenin kız Bir sen değişmedin şu yüreğimde Kurallar töreler bazlar değişti Sevdalar sevgiler hazlar değişti Kadınlar gelinler kızlar değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Eserken başımda kavak yelleri Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri Sen hala sevecen nazlı cilveli Hiç mi değişmedin sevdiğim bende Bakışlar işmarlar gözler değişti Şarkılar duygular sözler değişti Saçlara ak düştü yüzler değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Şehirler sokaklar evler değişti Bahçeler tarlalar köyler değişti Ağalar köleler beyler değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Can Nuri’yim yıllar ne çabuk geçti Avurtlarım çöktü şeklim değişti Doldu vadem ölüm çağım erişti Bir sen değişmedin durursun öyle 9 Sen ol bu dünyada güneşim ayım Dönderme yüzünü kurban olaym Sen ol bu dünyada güneşim ayım Yalnız ben seveyim, ben okşayayım Gezmesin bir başka el saçlarında Kalbimin içidir en güzel yerin Tutmasın bir başka eli ellerin Gözlerin gözümde bak derin derin Kaybolup gideyim bakışlarında Yüce dağ başına yağan karlarca Seyrine dalayım senin yıllarca Gönül ırmağında coşan sularca Bin huzur bulayım akışlarında Süsenim sümbülüm reyhancasına Kekliğim maralım ceylancasına Tamburum cümbüşüm kemancasına Şarkılar derleyim ağaçlarında Tanrıya dilenen dilekler gibi Cennet de dolanan melekler gibi Sevda dağındaki çiçekler gibi Bir ömür kalayım yamaçlarında 10 Başka Söz Demedim Bilmedi dilim Başka söz demedim bilmedi dilim başka el tutmadım ermedi elim başka saz vurmadım çalmadı telim ömrümce bir seni sevdim bilesin ey sevdalı bohçam, al güllü bağım ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım ruhuma can katıp akan ırmağım kalbimi bir sana serdim bilesin sen yoksan sevdiğim, gönül divane sen yoksan bu elde hanem virane sen yoksun sümbülden, gülden bana ne hasretinden çile derdim bilesin bahar yeşil yeşil al bahçelerde mehtap ışıl ışıl bak gecelerde sular pırıl pırıl akar derede gönlümü bir sana verdim bilesin sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı şu garip gönlümün bitmez feryadı çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı? kalbimi bir sana gerdim bilesin sazında inleyen tele yaz beni türkünü söyleyen dile yaz beni saçını okşayan ele yaz beni ömrümce bir seni sevdim bilesin hep seni bekledim gelirsin diye gelip gözyaşımı silersin diye bir gün sevdiğimi bilirsin diye bir ömür seni bekledim bilesin Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun şu seven yüreğe hep tuzak kurdun en son kurşununla kalbimden vurdun dünyada yenilmez devdim bilesin 11 Beni ataşlara bıraktın gittin Adımı dertlere yazanım sensin bahçemi kurutan hazanım sensin ömrümü bitiren nazanım sensin gözümü yaşlara bıraktın gittin Ateş-i aşk ile kavurdun beni rüzgardan rüzgara savurdun beni düşman kurşunuyla ah vurdun beni bitmez savaşlara bıraktın gittin gönlümü çalan hırsızım oldun ömrüme ışıyan yıldızım oldun baharı bitiren son yazım oldun bahtımı kışlara bıraktın gittin duman oldum dağlar bürüdüm durdum yıllarca ardından yürüdüm durdum ömrümü peşinden sürüdüm durdum beni ataşlara bıraktın gittin kimsesiz bahtıma adresim oldun seslerin içinde tek sesim oldun şimdi ecelim,son nefesim oldun bağrımı taşlara bıraktın gittin dardayım ey sevda gülü dardayım nardayım ey veda gülü nardayım nerede bıraktın hala oradayım beni acılara bıraktın gittin ömür baharımda kara kış oldun dudağımda kalan son gülüş oldun zifir gecelerde korku düş oldun olmaz sabahlara bıraktın gittin ömrümü bitiren zehirim oldun yangınlar kül etmiş şehirim oldun kaynağı kan akan nehirim oldun beni alkanlara bıraktın gittin ezelim, ebedim, ezenim oldun kalbimi kurşuna dizenim oldun CanNuri derimi yüzenim oldun canımı ahlara bıraktın gittin 12 Bir daha seversem yeminim olsun Başımı önüme eğer giderim Bir daha gelirsem yeminim olsun Bunca çektiğime kader mi derim Bir daha seversem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Taşlardan taşlara vursan da başın Gökleri delse de her yakarışın Bir ömür durmadan aksa da yaşın Bir daha silersem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Kışlara çevirdin bahar, yazımı İçime işledim dinmez sızımı Aşkınla çaldığım gönül sazımı Bir daha çalarsam yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Her an dövseler, sövseler bile Ömrünce ızdırap verseler bile Kimsesiz mezara gömseler bile Üstüne gelirsem yeminim olsun Dönüp de bakarsam gözüm kör olsun 13 Gülümü kurutan hazanım oldun Hasretle bir ömür ahuzar ettim bin ümitle bakıp intizar ettim aşkın çöllerini bendi yar ettim dumansız alevle yanarım şimdi adımı dertlere yazanım oldun gülümü kurutan hazanım oldun ömrümü bitiren nazanım oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi bir zaman dünyaya mutlu bakardım deli çaylar ile çoşup akardım ölümsüz aşklara şarkı yakardım her gece ismini anarım şimdi gönlümü çalan hırsızım oldun ömrümü karartan yıldızım oldun baharı bitiren son yazım oldun karlı gecelerde donarım şimdi sen gideli sorma benden ne kaldı sen gideli ruhsuz bir beden kaldı ne senden iz, ne bende ben kaldı bir köşede garip bakarım şimdi ömrümü bitiren zehirim oldun yangınlar kül etmiş şehirim oldun kaynağı kan akan nehirim oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi ateş alev oldun kavurdun beni rüzgar olup çöle savurdun beni düşman kurşunuyla ah vurdun beni yaramı herkesten saklarım şimdi 14 Nerde Kaldı Eski Günler Hani nerde kaldı o eski günler Bakıp bakıp göz ettiğin sevdiğim Gizli gizli tenhalarda buluşup Sevdalardan söz ettiğin sevdiğim Güzel duygulara gönlünü verip Beni sevdiğine yeminler edip İpek saçlarını göğsüme serip Türlü türlü naz ettiğin sevdiğim Nerde kaldı tebesümler gülüşler Kurduğun hayaller gördüğün düşler Giydiğin fistanlar taktığın süsler Kurda kuşa haz verdiğin sevdiğim Her ayrılış yüreğıni yakarken Yanağından damla damla akarken Boyun büküp ardımsıra bakarken Mektup şiir yaz dedığin sevdiğim Can Nuri günlerce durup diz dize Usanmadan bakışırdık göz göze Nazara mı geldik ne oldu bize Bin yıl bile az dediğin sevdiğim 15 Aşk Yüzünden Geçip gitti üstümüzde mevsimler baharlar tükendi yazlara kaldık soldu anılarda kalan resimler sevgiler islendi nazlara kaldık çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden zehirler içmişiz bir aşk yüzünden feryad-ı figan avazlara kaldık gidenler bir haber salmıyor artık dostluğa bir selam almıyor artık tezeneler kırıldı çalmıyor artık türküler tükendi sazlara kaldık her gün bin kahır her dakka bir çile bin eza yüklendik biz bile bile bağlandık aşklara kördüğüm ile pınarı kurumuş hazlara kaldık 16 Çöz leyli leyli Yağmur ol göklerde yağ üzerime Yeşersin gönlümde güz leyli leyli Güneş ol ufkumda doğ yüreğime Ağlasın sevinçten göz leyli leyli Hayalsin sevdiğim düşsün gördüğüm Benliğim seninle olmuş kördüğüm Bir kul sevgisidir sarıp ördüğüm Tanrı aşkı için çöz leyli leyli Savrulmuş umutlar tutulmuş yele Gitmiyor hüzünler bitmiyor çile Yıllardır yanarım ben bu dert ile Sönmüyor sinemde köz leyli leyli Gözümde hayalin ne yana baksam Bir dertli türküdür gelen her akşam Kırıldı çanağım tellerde bin gam Durur garip garip saz leyli leyli Dağlara mı çıktın çöle mi düştün Güller açmaz oldu sümbüller üzgün Ellere mi kastın bana mı küstün Yeter eylediğin naz leyli leyli Bir ömür beklettin yana yakıla Yakışmaz sevdiğim böylesi kula Eğer gelmiyorsan bir selam yolla Arada bir mektup yaz leyli leyli 17 Kör olayım beni sevmiyorsa "Lesbia Açıyor ağzını yumuyor gözünü, Bana demedik laf komuyor Lesbia. Ama kör olayım beni sevmiyorsa. Ne belli mi? Bana bakın anlarsınız. Ben de ona söylemedik laf bırakmam. Ama kör olayım, onu sevmiyorsam." Catullus İ.Ö.84-54. Catullus’lama Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı Değişti mevsimler hazanlar sardı Ama kör olayım onu sevmiyorsam Unuttum hiç özlemedim dese de yollarını gözlemedim dese de kimselerden gizlemedim dese de Ama kör olayım beni sevmiyorsa Beni nerde görse kızgın bakıyor O küskün bakışı içim yakıyor Gel ki, söylenmedik laf bırakmıyor Ama kahrolayım beni sevmiyorsa Her gördüğü yerde asar yüzünü Açıyor ağzını yumuyor gözünü Dinlemiyor bile benim sözümü Ama kör olayım oda sevmiyorsa Nerden mi biliyorum gözüme bakın Sanmayın özlemedim umursamadım Ben de söylenmedik söz bırakmadım Ama kahrolayım onu sevmiyorsam 18 O yarin elinde mendil olaydım O yarin elinde mendil olaydım sürmeli gözüne süreydi beni hayat bahçesinde bir gül olaydım her bahar rüzgara vereydi beni üşüdüm der ise ateş olaydım yalnızım der ise bir eş olaydım istemezse yine kardeş olaydım canından candostu bileydi beni bir şarkı olaydım gönül dilinde savrulup gideydim seher yelinde gül olaydım ben o yarin elinde her sabah koklayıp öpeydi beni yüce dağ başında pınar olaydım akıp akıp yüreğine dolaydım gül olup uğruna her gün solaydım her gelip geçende göreydi beni gidipte dönmese yine beklerdim ömrümü verseler ona eklerdim dermansız dert olsa yine çekerdim yeterki bir gelip göreydi beni mecnunun düştüğü çöle döneydim çöllerde savrulan küle döneydim geçtiği yollarda güle döneydim her bahar gelende dereydi beni dönmese bir ömür hasret çekerdim sümbül ile ağlar boyun bükerdim gözlerimden kanlı yaşlar dökerdim yağan yağmurlara diyeydi beni gidip kapısında taşa döneydim dolanıp dolanıp başa döneydim gözünde süzülen yaşa döneydim her gece yastıkta sileydi beni Can Nuri uğruna dağlar deleydim bir mendil olaydım yaşın sileydim elleri elimde düşüp öleydim kalbinin içine gömeydi beni 19 Bir Alevsin Avuçlarımda Çicek çiçek açıp ağaçlarımda Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim Damla damla akıp göz uclarımda Derya derya kalbe dolan sevdiğim Bazen bir alevsin avuçlarımda Bazen bir menekşe yamaçlarımda Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda Tutam tatam başım yolan sevdiğim Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı Şimdi bir külleri kalan sevdiğim Kalmadı içimde sevgiye bir yer İşkenceye döndü saatler günler Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler Sonsuz acılara salan sevdiğim Benimdir çileler bu ayrılıklar Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar İçimde bin özlem bin kahır var Anladım bu dünya yalan sevdiğim 20 Damla Damla Yanağına Çiz Beni Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam Ağlar isen gözlerinde yaş olam Damla damla yanağına çiz beni Sen sevda ol, ben uğrunda can veren Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren Sıra sıra kurşunlara diz beni Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen Sen tabip ol, ben derdinden inleyen İlmek İlmek acılardan süz beni Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam sen yangın ol, ben savrulan kül olam sen bahçevan, ben bahçende gül olam arı gibi daldan dala gez beni Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol ben Can Nuri sen canımda bir can ol isterisen toprak toprak ez beni 21 İşit beni, dinle beni, duy beni... Ey uğruna bunca kahır çektiğim yollarına gözyaşımı ektiğim sanadır bu çağrım sana sevdiğim İşit beni, dinle beni, duy beni... sil şu gözlerimin akan yaşını duy yüreğimin bu haykırışını dinle de gönlümün yalvarışını İşit beni, dinle beni, duy beni... yokmudur kalbinde bir dirhem vefa bitmiyor yıllardır çektiğim cefa bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa bir cevap ver, işit beni, duy beni ey benim ömrümün hasret çiçeği ey benim gönlümün sevda gerçeği şaşırdım yönümü, gündüz - geceyi ara beni, bir sor beni, bil beni... Üşüdüğün yerde güneş olayım sevdanla tutuşan ateş olayım gidersen yanında bir eş olayım anla beni, dinle beni, duy beni... uy beni de kömür gözlüm uy beni savurdun yellere hayallerimi soldurdun bağımda al güllerimi Can Nuri sormadın şu hallerimi ara beni, bir sor beni, bul beni... 22 Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Aşk yolunda cefa verip yorsanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim binbir okla yüreğimden vursanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Giderken son kez dönüp baksan da öyle içimi ateş - alev yaksan da öyle önümde sel gibi aksan da öyle darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Gönlüme kış düşse mevsim baharken çöle dönse bahçem yağmur yağarken ecel gelse de daha vakit varken darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Seni özlemekten kahrolsam da yollara bakmaktan usansam da ah edip başımı taşa vursam da darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Ülkeden ülkeye kovsan da sürgün yağmurla gözyaşım aksa da her gün kalpte mekan tutsa da çile-i vurgun gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa aksa damla damla kalbime dolsa sevda sana göre yalanda olsa darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Güneş gökyüzünde insede yere ardından sürünsemde hep yara - bere gecelerim mahşere dönse de gene gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim Can Nuri’yim bin dert versende bana bilki yine darılmam, gücenmem sana aşk ile tutuşsamda hep yana yana darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim 23 Aşk bir masal mıydı? Her sabah kapımda gelip geçerdin ipek saçlarında yeller eserdin ıssız gecelerin tek mehtabıydın sen dağları, bense seni severdim aşk bağımda meyve veren dalımdın derya içre tutunduğum salımdın şu garip halime sevgiyle bakan güzelim, ceylan gözlüm, kınalımdım her seher dağlara esen yel idin diyar diyar gezen, coşkun sel idin türkü türkü, dilden dile dolaşan şu kırık sazımda yanık tel idin şu yalnız gönlümün sevgi nûruydun süt kadar saftın, su kadar duruydun kutsal kalesiydin umutlarımın kalbim aşk sarayı, sen bir sûruydun elim, kolum, konuştuğum dilimdin düşüm, arzum, umudum, emelimdin cemre gibi gönül bahçeme düşen sümbülümdün, nergizimdin, gülümdün alnımın akına yazmıştım seni canımın içine kazmıştım seni sabâ rüzgârlarıyla dalgalanan gönlümün tülüne sarmıştım seni çekip gitti bir gün hayalin kaldı gamlandı yüreğim, acılar sardı aşk bir masal mıydı sen bir leyla mı? en son mecnun edip çöllere saldı 24 Gözlerim görmeden ben ölememki Yıllarca anlatsam sana sevgimi kalemler tüketsem bitirememki çıkarmak istesem kalbimdekini hasret ırmağına götürememki sensin bu gönlümün gülü dikeni sensin bu ömrümün sevda yelkeni aşkın hançeriyle vursanda beni gözlerim görmeden ben ölememki gönlümde acının cam kırıkları gözümde hasretin hıçkırıkları kalbine saklarsan ayrılıkları senin sevdiğini ben bilememki duy artık gönlümün haykırışını şu seven kalbimin yalvarışını kırma gönlümdeki sabır taşını ölünceye kadar bekleyememki Can Nuri ömrümce seni aradım kanadıkça kalbim hasretle sardım hep isyan ettim böyle, hep ağladım gözyaşım silmezsen ben gülememki 25 El ele gezdiğim ıssız sokaklar El ele gezdiğim ıssız sokaklar Bir içli sevdanın sırrını saklar Uzanır ellerin usulca okşar Sevgimi incinen nazlı yerinde Duvarda incecik nakışın kalmış Sularda hülyalı bakışın kalmış Sevda bir çiçekmiş gönül bağında Koparıp göğsüme takışın kalmış Geçip gitti günler hicranla gamla Bazen nehir gibi, bazen bir damla Kahrolmakta varmış, bir gün acınla Ömrümün karanlık gecelerinde Baktığın her dalda bir izin kalmış Her köşe başında bir gizin kalmış Süsenin, sünbülün, nergizin kalmış Gönlümün har düşmüş bahçelerinde Has bahçede karanfilsin destesin Gül kokardı buram buram nefesin Şimdi hangi diyar, acep nerdesin Arar mısın sende Can’ı düşlerinde? 26 Saçına yıldızlar saçmaya geldim Kanadı kırılmış yavru serçeyim Kınalı elinde uçmaya geldim Tomurcuk vermeden soldu çiçeğim Sevdalı gönlünde açmaya geldim Sevincine hevesine kat beni Lal kesilem al sesine kat beni Seher kokan nefesine kat beni Saçına yıldızlar saçmaya geldim Yalansız yürekten yaşamak için Düşmanımda olsa barışmak için Bir sonsuz ırmağa karışmak için Aşkın kevserinden içmeye geldim Yalnızım yollarda bir denk oluver Gönül tellerime ahenk oluver Can Nuri dünyama bir renk oluver Seninle cennete kaçmaya geldim 27 Ben gülümden başka gül koklamadım Bütün bahçeleri tek tek dolaştım ben gülümden başka gül koklamadım uğruna mevsimler yıllar harcadım seni sevmekten bıkmadım, usanmadım güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil gülü herkes sever ama benim kadar degil aldığım her nefeste seni kokladım senden başkasına dönüp bakmadım kalbim her yerde seni aradı, seni sordu seni sormaktan bıkmadım, usanmadım güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil gülü herkes sever ama benim kadar degil sana şiirler yazdım, şarkılar besteledim saçlarına çiçekler ördüm, desteledim nazlandın, yüce yüce dallarda gezdin ben sana hiç kırılmadım, küsmedim güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil gülü herkes sever ama benim kadar degil 28 Şerbet-i Dilinin Şivanesiyim Medet mürvet ey sema-i hidayet Serveti mülkümün yeganesiyim (bigadesiyim) Halimi kimlere edem şikayet Serseri gönlümün divanesiyim Hasbahçede karanfilsin destesin Buram buram gül kokuyor nefesin Sensiz kimler bu gönlümü eylesin Şerbet-i dilinin şivanesiyim Aşkın badesini içtimde geldim Gönül kafesini deştimde geldim Sevda sıcağında piştimde geldim Uflet-i mecnunun avaresiyim ( biçaresiyim) Ben bir Can Nuri’yim ey gülü gülşen Hasreti narına tutuşup pişen İflah olmaz bir kez derdine düşen Feryadı bülbülün figanesiyim 29 Bir Ömür Seninle Bir ömür seninle başbaşa kalsak Hayatı beraber koşsak ne olur Bütün yıldızları bir bir dolaşsak Zamanı beraber aşsak ne olur Şarkılar söylesek aşkın dilinden Nağmeler dinlesek seher yelinden Bahar yağmuruyla duygu selinden Gönül ırmağına taşsak ne olur Dudaktan dudağa bir şiir gibi Gönülden gönüle bir nehir gibi Yıldızlara hasret bir şehir gibi Derin uykulara dalsak ne olur Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan Selamlar iletsek ak bulutlardan Kovup elemleri şen duygulardan Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur 30 Lebi Kevserinden Öpmeye Geldim Hasret bahçesinde güller açarken Ömrüne baharlar dermeye geldim. Sevda vadisinde bülbül uçarken Gül açmış yüzünü görmeye geldim Ferhat gibi dağlar taşlar aşarak Kerem gibi yangınlara koşarak Seller gibi gece gündüz çoşarak ömrümü ömrüne vermeye geldim Zifir gecelerin kan karasından Özlem kokan çiçekler arasından Aşkın kanayan kor yarasından Kalbine bin merhem sürmeye geldim Gün gelip karanlığa yaslanmadan Özlemle al yanaklar ıslanmadan Kalbimdeki vuruşlar uslanmadan Önüne aşkımı sermeye geldim Hüzün döküp gözyaşları yağarken Gökyüzüne kara bulut ağarken Bir seher vaktinde güneş doğarken Sırma saçlarını örmeye geldim Onmaz hasret ile yanarken gönül Yudum yudum içip kanarken gönül Gece gündüz seni anarken gönül Lebi kevserinden öpmeye geldim Yorgun bu ömrü elde bırakarak. Yüreğimi alev alev yakarak. Son bir defa gül yüzüne bakarak El açıp kapında ölmeye geldim 31 Bağımda yaş döken güle ne deyim Elin bahçesinde çiçekler açmış bağımda yaş döken güle ne deyim Mecnun Leyla’sını çölde ararmış benim gönlümdeki çöle ne deyim ömrümce bir aşkın sanığı oldum ihanetin sefil tanığı oldum bir zalim sevdanın yanığı oldum rüzgarda savrulan küle ne deyim hayat çiçek çiçek, renk renk açarken kuşlar daldan dala konup uçarken herkes sefasını sürüp yaşarken benim gözümdeki sele ne deyim dağ başları geçilmiyor kar ile ayrı düştük bahar yüzlü yar ile bir ömür tükendi ah-u zar ile başımda dolanan yele ne deyim yıllarca sinemde yılan emzirdim dost diye başımda düşman gezdirdim bir yarin cevrine bağrım ezdirdim halime hor bakan ele ne deyim 32 Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti Atarken dağlara sevda yıldızı Yakmıştı derinden o ince sızı Sen hala kalbimin biricik kızı Hiç mi değişmedin bende sevdiğim Yaprak yaprak döktü dalın ağaçlar Gülmüyor baharda artık yamaçlar Kar düştü dağlara ağardı saçlar Bir sen değişmedin bende sevdiğim Ovalar, nehirler, düzler değişti Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti Alınlar, şekiller, yüzler değişti Bir sen değişmedin bende sevdiğim Gurbete gidenler sılaya döndü Ocaklar tutuştu ocaklar söndü Nesiller türedi nesiller öldü Bir sen değişmedin bende sevdiğim 33 Bi-tanem Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde hep sana uzandım düştüğüm bu yerlerde ümit kervanları bir bir gelip giderler de bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem 34 Bahar Saçlarındı Koklamadığım Bahar saçlarındı koklamadığım hasret gözlerindi bakamadığım bir ateştir şu gönlümde yaktığın hep yandığım ama yakamadığım her gece gönlüme efkar yükledim esen rüzgarlardan haber bekledim ceylan bakışına vurulduğum yar sensiz sanma şifa bulur dertlerim dolunay nurunu gözünden almış maviyi gökyüzü özünden almış şu yanan yüreğim bunca ateşi seven yüreklerin közünden almış su yine akıyor aktığı yerden el yine bakıyor baktığı yerden sana mühürlenmiş gönlümün odu gel yine yakıyor yaktığı yerden ey canı cananım bu can senindir eser gam yelleri sanma serindir bülbülüm bir güle ah-ü zar gönlüm senden ayrılalı yaram derindir 35 Gülüm Sana tutulursam bırakma beni Bir köşede boyun büktürme Gülüm Ümitle süslenen gönül bahçemi Sonbahar gelmeden döktürme Gülüm Gönlümde goncalar dermeyeceksen Saçların koluma sermeyeceksen Bu aşka bir ömür vermeyeceksen Kiraz dudağını öptürme Gülüm Alev alev bir gül olsun yakışın Ay gibi doğsun baygın bakışın Ömrünce kalbime dol ışın ışın Bana hasretini çektirme Gülüm Aşkımın kadrini bilmeyeceksen Akan göz yaşımı silmeyeceksen Eğer candan beni sevmeyeceksen Deli divaneye döndürme Gülüm Sevgi yüreğimdir sevda okulum Sevgidir vatanım pusulam yolum Sevgisiz dünyada bir garip kulum Aşkın hançeriyle öldürme Gülüm 36 Bütün mevsimler bahar olurdu her bahar bir başka hazla gelirdin cilveler ederdin nazla gelirdin dilinde türküler sazla gelirdin bütün mevsimler bahar olurdu şiirler okurduk sevgiden aşktan korkmazdık soğuklar getiren kıştan her şeye yeniden dönerdik baştan bütün çiçekler selam dururdu esen rüzgarlardan kokun alırdım her açan çiçek sensin sanırdım ellerim böğrümde öyle kalırdım kalbim yalnız senin için vururdu anladık derdimiz dağlardan büyük bütün mevsimler griye dönük şimdi bunca hasret kalbimize yük. sevgi taşıyan bütün kuşlar yoruldu türküyle gelirdin elinde sazın gün akşam olur bitmzdi nazın bir kasırga koptu öyle ansızın dağlarda bütün ceylanlar vuruldu bir gün dağları, denizleri aşsak eskisi gibi yine öyle kavuşsak ellerin elimde hiç ayrılmasak. bütün mutluluklar bizim olurdu 37 Bir kırık daldayım sana sığındım Gökyüzü ağlarken düşen yaşlara yürek dayanmıyor eğik başlara feryadım çarparken kara taşlara bir deli dalgayım sana sığındım yaz tükendi ömür kışında kaldım felek yendi hayat dışında kaldım. öldüm ama hep kırk yaşında kaldım bir yarı yoldayım sana sığındım ne aydınlık bir gün, ne sabah gördüm yüreğimde deprem deprem ah gördüm baktığım her yerde hep günah gördüm bir garip haldayım sana sığındım güller bürünürken taşı, toprağı çekildi ömrümün akan ırmağı kurudu bahçemin yeşil yaprağı bir kara çalıyım ana sığındım bir dost bekledim teni baharından yüreği gül kokan aşk diyarından bir umut kalmadı artık yarından bir gizli duldayım sana sığındım bir bilsen ah ben neler, neler gördüm bir bilsen ne yağmur,ne seller gördüm ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm bir kırık daldayım sana sığındım 38 Vurulmuş kalbimle geldim kapına Hüzün yağıyor bak inceden ince günler kara çaldı gökler inince ecel gelmeden son nefesten önce vurulmuş kalbimle geldim kapına koca bir ömrü gülerek, ağlayarak ak düşmüş saçımı ödül sayarak bir canım var sevdana adayarak durulmuş kalbimle geldim kapına başı duman yüce dağ sırasında merhemi sen olan aşk yarasında orman orman geçip dal arasında savrulmuş kalbimle geldim kapına. bütün umutları yola sererek bir hayal uğruna bin can vererek gönül kapısını açar diyerek yorulmuş kalbimle geldim kapına kocaman bir ömrün yarısı gitti gençlik yıllarının hayali bitti hayat bizi uçurumlardan itti kırılmış kalbimle geldim kapına hazan yaprağına döndü çarkımız inleyen kemandan yokki farkımız kimsesiz yollarda ağlar şarkımız darılmış kalbimle geldim kapına geride bırakıp gece siyahını içime hapsettim ol günahını göğsüme doğrultup aşk silahını. vurulmuş kalbimle geldim kapına 39 Nazlı yarin el olunca anlarsın Sende bir gün benim gibi sevdiğin Nazlı yarin el olunca anlarsın Ak göğsünde sarı güller derdiğin Hasretinden del olunca anlarsın Gazele vurunca gönül bağların Geç kalır kıymeti yazın, baharın Bir gün duru duru akan pınarın Bozbulanık sel olunca anlarsın Güller ile gülüşürken seherde Türkü türkü söyleşirken dillerde Bir gün gezip dolastığın o yerde Boran tipi yel olunca anlarsın Can Nuri yoluna kurbanlar eyle İstersen adına türküler söyle Yalancı dünyanın kanunu böyle Gür saçların kel olunca anlarsın 40 Kedere boğuldu gönül şarkımız Bir düzen tutmuyor bendi çarkımız Felek kırdı çanağımı telimi Kedere boğuldu gönül şarkımız Deryalara saldım yağmur selimi Bülbüle çile, güle naz bıraktım Herkese çok kendime az bıraktım Ömrüme kar, ellere yaz bıraktım Dostlar düşman oldu tutmaz elimi Hazan vurmuş dalda solan gülüm ben Kerbelada susuz kalan çölüm ben Rüzgarların savurduğu külüm ben Boranlara verdim bahar yelimi Bülbül gibi feryat figanda kaldım Talihine küsmüş bir canda kaldım Sen bir yanda, ben de bir yanda kaldım Yerden yere vurdu kader zalimi Bir silen olmadı alın karamı Bir saran kalmadı gönül yaramı Karlı dağlar böldü uzak aramı Gurbet elde kimse sormaz halimi 41 Sevda kurşunuyla vuruldun gönül Kış ayında çiçek verdiğin gönül yaz ayında hasret derdiğin gönül kıymet bilmeyenin ayaklarına kalbini aşk için serdiğin gönül yetmez mi vahasız çöle döndüğün baharı yalancı güle döndüğün dünyada vefasız sevgili için onca gözyaşıyla sele döndüğün hangi hayale bürünürsen bürün hangi kılıkla görünürsen görün uzunca bir yolun sonuna geldin hangi aşk için sürünürsen sürün baharsız bir ömrün kışında kaldın umutsuz bir hayat dışında kaldın daldan dala uçan bir kuşken gönül en son bir uçurum başında kaldın dolaştın yıllarca bir aşk izinde ceylanlar uyuttun gönül dizinde okyanusta asi bir dağdı gerçek boğuldun işte hayal denizinde dönsende dönmesende kararından kırıldı hayal, umut yok yarından duruldu fırtına vuruldu ceylan bir haber bekleme aşk diyarından gece gündüz akıp duruldun gönül koşa koşa düştün yoruldun gönül var olmayan bir hayale sarılıp sevda kurşunuyla vuruldun gönül 42 Bir Sevda Türküsü “Esmer delikanlı içten yaralı” Gönlü kaymış ceylan gözlü bir kıza Karlı dağlar gibi başı dumanlı Selam verir gördüğü her yıldıza Duvarda incecik nakışı kalmış Sularda hülyalı bakışı kalmış Sevda bir çiçekmiş gönül bağında Koparıp göğsüne takışı kalmış Bir onmaz sevdaya salmış başını Zehir etmiş ekmeğini aşını Deryalar gözünde kana boyanmış Silmez olmuş gözlerinin yaşını baktığı her yerde bir izi kalmış güseni, sünbülü, nergizi kalmış Esmer delikanlı içten yaralı Gönül mihrabında hep gizi kalmış Esmer delikanlı kara sevdalı Bağrını yakıyor perişan halı Sevdalanmış ceylan gözlü o kıza Gezer sokaklarda gönlü yaralı Sevdalar üstüne düşünü kurmuş Başını taşlardan taşlara vurmuş Esmer delikanlı hepten sevdalı Bir sevdaki yüreğine oturmuş Geçip gider günü hicranla gamla Bazen nehir gibi, bazen bir damla Dayanmiyor kalbi bu zor acıya Deryalar gözünde boyanmış kana Baktığı her yolda bir sızı kalmış yaralı gönlüde gül nazı kalmış Başında dolaşan aşk türküleri Duvarda üç telli bir sazı kalmış Esmer delikanlı bahtı karalı Düşmüş sokaklara gönlü yaralı Yüreğinde ılkım ılkım ateş var Sevdiği kız yad ellere varalı 43 Sebebini sorma seher kız bir sevdaya düştü gönül,yananım hem dertliyim, hem derdi aşk sananım iki dere bir arada kalanım sebebini sorma bana bahar kız ne yana döndüysem eğildi başım ben bittim bitmedi gönül savaşım sorma kaç yıl geçti , kaç oldu yaşım sebebini sorma bana seher kız bahar olur çiçek açmaz bağlarım ayaz vurur güneş almaz dağlarım bu dünyada yalnız kaldım ağlarım sebebini sorma bana bahar kız yıllara, aylara küstü gözlerim kırıldı kalemim, şaştı sözlerim kesildi dermanım, düştü dizlerim sebebini sorma bana bahar kız dost elinden yesem zehirdir aşım belalı, gadalı şu garip başım bir ömürdür böyle dinmedi yaşım sebebini sorma bana seher kız yağmur yağar ben gözyaşı dökerim hazan olur ben boynumu bükerim bunca yıldır gam-ı hasret çekerim sebebini sorma bana seher kız 44 Dar-ı mansur gibi dara tutuldum Düştüm aşk çölüne ah etmek karım Garip bülbül gibi zara tutuldum Tüterim tüterim dinnmez efkarım Yüreğimde sönmez nara tutuldum Yalancı dünyada bir garip kuşum Uçarım uçarım bitmez yokuşum Yetmedi sevgiye ömür sunuşum Vefa bilmez bir ağyara tutuldum Hasretin acısı boynumu büktü Esti hazan yeli yaprağım döktü Gönül dağlarıma dumanlar çöktü Tipi boran ile kara tutuldum Ben bir Can Nuri’yim hallerim yaman Kalmadı mümkünüm tükendi derman Yoruldu kervanım verildi ferman Dar-ı mansur gibi dara tutuldum Nuri CAN 45 Sevda Gazeli 1892-1937 Cavad Ahunzade’leme “Benim sevdiğim kız dünya güzeli ona bu dünyada eş yaranmamış duydumki, gönlünü felek bozalı sırmalı telleri hiç taranmamış” Dağları kar olmuş güzelim leylim bağları har olmuş güzelim leylim feryadı zar olmuş güzelim leylim duyam dedim duyamadım ah “Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş ondan haber vardı gözüm yaşardı gel zavallı kalbim sorma ne olmuş sorma ki, sevdiğin kimlere vardı” Dilleri lal idi güzelim leylim yanağı al idi güzelim leylim dudağı bal idi güzelim leylim tadam dedim tadamadım ah Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim akar gözyaşları silmez sevdiğim ona yandığımı bilmez sevdiğim varam dedim varamadım ah Kaderi taş olmuş güzelim leylim çıbanı baş olmuş güzelim leylim gözleri yaş dolmuş güzelim leylim silem dedim silemedim ah bir halden bilmeze varmış diyorlar sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar yarasına diken sarmış diyorlar aram dedim aramadım ah Dağlar geçit vermez dumandan, kardan bir umut kalmadı yazdan, bahardan ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan saram dedim varamadım ah 46 Üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın can verdiğin gül kalbimde kırıladursun varsın umut güvercinim uğrunda vuruladursun varsın seven yüreğim yolunda yoruladursun üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın sönmesin yüreğimde ateşim korum varsın kalkmasın aramızda bu engel, uçurum aramakla geçse de ömrüm sanma yorulurum üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın kalbimizde örsün aşk son günahını varsın göge miras eksin gece siyahını varsın canıma doğrultsun herkes silahını üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın gögümde sönsün son kalan yıldızım varsın kimseler kaldırmasın viran kalan enkazım varsın kirpiğimden süzülüp düşsün can sızım üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar 47 Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin canımı uğruna verdiğim sensin aşk ile bezenmiş halılar gibi bir ömrü önüne serdiğim sensin sensin benim al ipeğim, nakışım derya derya gönüllere akışım pembe sevinçlerde bir deli sevda yarınlara bin umutla bakışım baharda çiçeğim çiçekte arımsın yazda yağmurum kışta karımsın huzursun rengarenk gönül bahçemde ağaçta yaprağım güzde sarımsın sensin sevgi bohçam, al güllü bağım bahçemin bülbülü, dumanlı dağım dört mevsim çoşup yeşil çaylarda ruhuma can katıp akan ırmağım Ömrümü ömrüne kattığım sensin ne yesem, ne içsem tattığım sensin soğuk odalarda seni düşleyip her gece sarılıp yattığım sensin Nuri CAN |
Güneş her zamanki gibi doğdu
Güneş her zamanki gibi yükseldi
Güneş her zamanki gibi battı
……………
Güneş tekrar tekrar battı
Sen yine yoksun yanımda…
---- 05.07.1961 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul