Haz İstasyonu
tensel iç güdülerin soluklandığı bu haz istasyonunda
toplumsal karmaşanın bacak aralarından gülücük atar bize devlet herkesin kendi vicdanını sırtlayamadığı bu hengamede kalbime iyi bak sevgili içinde sen varsın bu uçsuz bucaksız çirkef çukurunda kendine hep geç kalıyor insan ezi(l)di inanç hurafe çöplüğünde çoktan tanrının ölüm arenasında can telaşı insan eti yiyen canilerin dünyasında müphem sancılar imparatorluğunu yıkalım ve gül-yüzünü umuda boyayalım sevgilim korkuyorum dünyada bu kadar zulüm varken seni doyasıya sevemem uzanıp göğün mavi atlasına sana bir ülkenin kalbini sunacakken uyandırdım sanrı padişahını göğün kapalı kapıları ardından cennete baktım (rahatsız olmayın lütfen insanlığa bakıp çıkacağım dedim az ötede yanıyorlar dedi baş bellek ) hey insanlık orda mısın? kangren ironi çöplüğünde egosuna yenilmiş sefil mutasyona uğramış beyinlerinizi yıkayın irinle gayya çukurunda kalbinizin kirini çitileyin nifak tohumlarıyla ve ağlayın boynunuza dayanmış bıçağın kör yüzüne sonra herkes çekildi kuytu karanlığına bir ben kaldım kırık yüzümle birde kan/sızdıran politika şov’alyeleri kişi başına düşen kurşun miktarını tartışıyordu haince sinsice bu bayram fazla uzamış sakallarımla kabaran egomu kurban ettim devlete döndüm aynadaki yüzüme bu adam ben miyim kimliğim neden okunmuyor yüzümde Kül karası |
Görüyorum ki hala ateşe direnen insanlarda var.
Eğil çocuk, alnından öpeceğim senin.
Kutluyorum kardeşcan, sevgilerimle.