SERBEST DÜŞÜNCELER III
kaç geceyi sabah ettim
buz kesmiş yatağımda solumda sinsi bir acı hasretin yüküyse kucağımda gözlerimi çivilemişim tavana gittiğinden bu yana uykusuz tek hüneri seni sevmek olan kalbimse aşka ölesiye aç ölesiye susuz... olsun be varsın sebebim ol varsın acılarınla tüm hücrelerime her sabah yeniden dol kaç gün doğuşuna tanıklık etti gözlerim kaç günü hüsrana boğdu sözlerim nasılsa batar güneş nasılsa çöker gece nasılsa gölgem bile kalmaz bu şehirde adım adım silinir izlerim nasılsa yorgun kaldırımlara takılır ayaklarım birden bire tökezlerim toprağın bağrına düşüyor yağmur saçların gibi kokuyor çoğaltıyor sızımı oysa ne çok severdim bulutların ağlayışını şimdi ne kuşların ötüşmesi neşemi getiriyor ne de mahalledeki çocukların sesi her şeyde biraz sen varken nasıl unuturum üryan yalnızlığımı şimdi ben geceyi yar yıldızları yorgan ettim üstüme ayazdı hep gökyüzü titreyişlerime bazen bir hilal tanıktı bazen o dev cüsseli dolunay kaç geceyi atlattım içimi kemiren canavarla sanki kirpiklerimden tutuyor sanki kastı var bana ne bir an susuyor ne uyuyor ne de uyutuyor bu yüzden kendimi her boşluğa salışım bu yüzden geceler tek sırdaşım yıldızlarsa gardaşım sensiz yürüdüğüm yollarda ay’dır benim yoldaşım ve bu yüzden aşk’a aç ve susuz böyle uykusuz kalışım... 05.10.2014 [E.Y] |
Sol yanına giren sancı uyutmaz asla seven canı.
Kâh güneş olur yakar, kâh Boran olur üşütür seven canı hoşça kalın