Bir Haremi Şehir Yesrib
..,
Aşk, suyun yüzüne hükmetmez bilirsin olsa olsa meltem gibi hafif bir çalkantıdır ilkin kutsuyorum kuru dallar üzerindeki nemi çölü bilenler için biriktirdiğim beni duy, acımı dindir bak. işte tam buradayım bir divane bir serseri bir haremî şehir yesrib ben seni çoluk çocuk kamyonlara doluşup göle gitmek sanıyorum ben seni uzak bir yere gönderilen oğullar gibi sabırla beklenmiş sular dökülerek yola salınmış ben seni nar kırılarak bereketlenmiş bir evin pencere önünde kavuşmuş da heyecan içinde konuşmaklar sanıyorum ben seni çok bekletilmiş bir kadının upuzun öpüşlerle kışkırtıldığı ve bir yer yatağında bacakları beline dolanan sevişmeler sanıyorum kırmızının yavru ağzında, açık seçik saçık bir uzuv oluyorum tepeden tırnağa özlemek uzvu. bir kadının bir adamı Kalbimin acısıyla sarılıyorum yaşama bütün kollarımla bütün kollarım ben bir ağacım ey güzel dipsizliği yalnızlığın dalları ipeklenmiş dövülmekle bir karış keçe çok hırpalanıp çokça sıkıştırılmış bin bir yelden nem kaparak büyümekte kabuklarım kavrar köklerimden, karanlıklar içinde pür aydınlık bütün üşümesine yakılırım parçalanmış dünyanın böyle uzun bir yolu göze almak olsa olsa mecnun bilerek Leyla’yı saçlarına uzananların ılıman denizidir sen de figan et,, kendinden çıkmayan, durduğu kabuğun vehâmetinden habersiz kalır haberdâr olmak, düşüncenin aralıklı kapısını açmak üzere kapamaktır bî haber kalmak, figan edilecek o eşiği ve ıskalandığı her ânı ancak bir sonrasına öteler ama olacak olanlar mutlaka olacaktır figan et,, kendinden çıkıp gittiğin yer deşildiğinde tıka basa gül dolduruyorsa içeri olsa olsa hacıları yolundan eyleyen* değil, onu kolaya eğenlerin eşiğidir bağrın,, sonrası kim sağ kim selâmet en değerli kaftan, bir kedi uyusun için kesilir... .,, |
zünnûn tarafından 10/2/2014 10:53:32 PM zamanında düzenlenmiştir.