ÇİZGİNİN ÖTE YANI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın kibirden burnunun önünü göremeyenlere..
insana kıymette kusur edenlere.. kendisinden başkasını değer vermeyenlere.. heeyyy sen…. sözüm sana.. aşılamaz dağların yücesindeki dik yamaçların yalçın doruklarında rüzgar olup gezinen kanat taksan ne çıkar başın göğe erecek kadar uzasan ya da bulutların üstünden baksan cümle aleme bulut olsan ne olur ıslatmaz ki, senden düşen toprağı aksine çöle döner yeryüzünün tamamı kaçırırsın bereketini ürünün *sadık yar* olmaktan da çıkar hoyratça gezindiğin tüm yerler bakıldığında yüzüne, maazallah… kışa döner bahardan esintiler hazan bile görmeden zemheridir, daldan yaprağı döken umarsızca çürürken kara topraklar altında kor ateşlerde, çığlık çığlığa tabiat ananın o sımsıcak bağrında sendendir.. senin fıtratından… ömrümüzü talan eden hoyratça karartan gündüzleri gecelerden de zifiri ne şöylesin, ne böyle ne doğrusun, ne yanlış ne haklısın, ne haksız ne varsın, ne de yok öyleyse... olsan da olurdu olmasan da hiç olmasan daha mı iyi olurdu acaba kaybediverdin kendini nerelerden geldiğini unuttun nereye kadar gidebileceğini bilmeden söyle.. nesin… nerelisin.. bir ağacın kovuğundan mı çıktın sen yoksa yarığından mı bir taşın ki.. hiçbir kula benzemiyor hasletin, gayretin ve telaşın görmez misin.. yakıp yıktıklarını hissetmez misin... ensenden, sayıp döktüklerini duymaz mısın... bir zerre, içinde nedametin sesini bilmez misin… en son nefesin ardından hiç bitmeyecek sandığın hayatın hitamında çizginin öte yanı mahşerde Yüce Divan’ da dâra çekileceğini mutlaka 30.09.2014 |
Şiirdeki ürünüve farkındaıklarmanzumesadeta
Yüreğini susmasınşairhoşçakalın