DELİ DERVİŞ
Ezelin bile evvelinde ben yine vardım.
Şems ile kaybolur, Rumi ile doğardım. Taptuk dergahında, çile çekip ağardım. Yunus ile dolaşıp, çölden aşk sağardım ben. Ferhatın gözlerinden Şirine bakandım Aşk aşk deyyu Karacaoğlanı yakandım Leylanın yüreğinden Mecnuna akandım Hacı Bektaş hırkasını, nefsine takandım ben Hançerlenip sırtından, yerlere serildim Veyselin sazından nakış nakış derildim Abdal Pir Sultan’ın gergefinde gerildim Kör kuyuya inip Yusuf ile berildim ben. Diller de destan, gözlerde törendim Gönülden gönüle aşk sıratı örendim Uyuz tayda ki yağız kıratı görendim Yiğit Köroğluna, nam veren yörendim ben Ruhun, bedende ki gayretiyim, hayıyım. Kainat terazisinin tek değişmez yayıyım. Gözünde ki siyahın, beyazda ki payıyım. Gönlü kör olanlara, görünmez sayıyım ben. Kırıştıkça görünen, alnında ki yazıyım. Zihnini kurcalayan, karıştıran bazıyım. Ayna da görünmez, nefsinde ki tazıyım. Hovarda arının, her çicekte ki hazıyım ben. EFKARİ 28.09.2014 |