Son Sözüm
Merhaba son sözüm.
Yine ilk buluştuğumuz yerdeyim. Karşıda duruyor şehrin diğer yakası. Ve martılar hâlâ, helalinden bir parça gevrek peşinde. Hava da iyice serinledi birden. Vuruyor rüzgar yüzüme yüzüme. Bazen düşünüyorum da, gelişin kadar zordu gidişin. Hele o ilk günler... Ben hatırlamak istemedikçe, pusuda bekleyen bir düşman gibi abanıyor tetiğe. Tam yaramdan vuruyor beni. Acı gözlerimden damlıyor, yere düşen yaşlar bedenimde duran hüzünden kurtulmuşcasına seviniyor. İçimde tükenmeyen bir hiçlik, kimsesizlik ve sahipsizlik. Ne zamana kadar böyle devam eder bilmiyorum. Gittiğinden beri kolumdaki saat çalışmıyor. Zamanın ilerleyişine meydan okurcasına, tepkisiz bir şekilde bir o yana bir bu yana sallanıp duruyor. O’da bozuldu gidişine. Hem ne vardı bu kadar gidecek? Kaç şehir girdi aramıza, kaç deniz? Bir kaç hatıra var odamda baktıkça dolup dolup yağıyorum. Teselli ikramiyesi kesildiler başıma, tutup atamıyorum. Aslında affedemiyorum seni! Hem ne vardı bu kadar gidecek? İki sokak ötede değil miydi tuttuğumuz ev? Kaçıp oraya yerleşseydin, ben orada bulsaydım her zaman seni. Yine küsüp konuşmasaydın. Yok yok bu böyle olmayacak. Tüm cesaretimi toplayıp yanına gelmeliyim! Zaten terso gidiyor her şey, İş güç hak getire, kafamı veremiyorum hiç bir şeye. Tam adam akıllı seni hatırlayıp ağlayayım diyorum! TAK! kapı çalıyor annem giriyor içeriye. Gözyaşlarım yine sildiğim kolumun garantisinde, gizlice... He birde bizim Ahmet, Durup durup o geliyor misafir niyetine. Peder iyice tembih etmiş, " o delidir, ona göz kulak ol " diye. Deliren ben miyim yoksa geçmeyen zaman? Tam iki yıl oldu ne vardı bu kadar ağırdan alacak ulan! Söylesene son sözüm, Bu sevdadan geriye kim kalacak? Oysa bir kere dönsen geri o kadar soru var ki sana sorulacak. Tam iki yıldır madarayım kendime, Kolumu bacağımı koparıp atasım var fazlalık bunlar diye. Geçenlerde babanı gördüm bizim mahallede. Başı önde yürüyor, " BABA " diye seslendim. Döndü baktı, " efendim " dedi çatallaşan sesi ile. " O nasıl " diye sordum. - Gittik geçenlerde annen ile ziyaretine. Senin soyadını yazdırdık mezar taşının üzerine" |
Hakkımıza düşen payımızı aldık hüzünden....
Ahh o gidenler sadece 1 dakikalığına dönse,ne çok şey var söylenecek,sorulacak..sadece bir dakika..
Ama nafile...
Yüreğinize, kaleminize, emeğinize sağlık.Şiir ve seslendirme tamamlamış birbirini.
Saygılarımla.