ŞARAP GİBİ ADIN
omuzlarım çöker hatırladıkça
köşe bucak ağlarım. ağlarım, yağmurun içinden gözyaşlarımı ayıklarım. kaçtım senden. az da kendimden. âh yûsuf... ne eskitecek pranga kaldı ne dizlerimde derman hasretinden ömrümü eskittim ben. ara sokaklarda geziyorum yûsuf... adını sayıklıyorum bir türkü tutturuyorum, âh benim bu gençliğim! tenhalarda arıyorum seni bilirim sevmezsin kalabalıkları. sevme, bende sevmem. çatı katlarından, pencerelerden izleriz kalabalıkları. şahid oluruz riyâlara şahid oluruz "aşk" dediklerine.. belki bir anka kuşu gelir konar penceremize belki de bulutların arasından bir kırlangıç.. kuşlar bile hayran sana yûsuf! en iyi onlar biliyor seni en iyi onlar dinliyor beni. velhâsıl yûsuf dudaklarıma bulaşmış şarap gibi adın! kaldıkça güzelleşti.. büyüdükçe ben güzelleştikçe sen uzadı gitti bu hikâye. |