Hâl dergâhıGün savruldu gençlik döndü gazele Her gazelin bir mevsimi var imiş Zaman varmış varmak için menzile Ömür denen avuçtaki kar imiş Irmak idim aka aka duruldum Akil idim deli diye yoruldum Erenlerin dergâhına vuruldum Dil bilmezin diz vurması ar imiş Seher vakti rüyam düştü önüme Şol feleğin güzü düştü günüme Soğuk sıcak vurunca sol yanıma Anladım ki yol bildiğim yar imiş Canda çile şerbetiymiş kemâlin Cümle âlem görmeliymiş zevâlin Çok fazlası lüzumsuzmuş suâlin Gönül denen altı okka kor imiş Yeşil idim gün görmedim kurudum El ayaksız dağdan dağa yürüdüm Ay der iken Hayy demedim çürüdüm Hak edene yolda rehber pir imiş Ser-mest etti kör feleğin peteği Uzandıkça hicran döktü eteği Meğer ömrü törpülermiş yatağı Yorganıysa nefis denen kir imiş Dışı bırak içine ak dediler Karanlıksa bir fener yak dediler Görmek için hikmetle bak dediler Özde gözün açılması sır imiş Vel-hâsılı bulamadım yolunu Geri çıktım saramadan kolunu Çok kul gördüm kul etmiş Hakk kulunu Yeri göğü ona versen dar imiş Bedenime hamal oldum olmadı Testim kırık doldursam da dolmadı Kime satsam bu yaramı almadı Veren-alan elbette ki Bir imiş Hey Makberî sen ki zaman hancısı Ölüm nedir? kıyametin sancısı Güne beş kez muhabbettir öncüsü Hâl ehline habercisi yâr imiş ----------------------------Makberî….8/9/2014….01:40..ist |