GÖK KUŞAĞININ ALTINDAKİ ADAMKırmızı bir rengi Taşıyordu Göz bebeklerin Bir kini Yaşıyordu Belki bu yük Bu endişe Bu şüphe Kendini aşıyordu Uçsuz bucaksızdı Toprak Ve kırmızıydı Bereket taşıyordu Sen ne dersen de Karanlık Ne söylerse söylesin Gözlerinde kırmızıyla Yüreğinde bir yerlerde Aklının bir köşesinde Gün ışıyordu Ve bulutlar Gök kuşağının altında ki adam Kısmetine Kaderine Ve hataların pişmanlığına Koşuyordu Ve göz yaşları Dolu gibi Sağnak gibi Tövbe edercesine Özür dilercesine Gözlerinden Bereketle Toprağın kırmızısına Damla damla Düşüyordu Durmak yorulmaktı Yorulmak kaybetmek Kaybetmek bitmekti Ama o Bittikçe Pişiyordu Yol hüzündü Yolcu mağrur Han ufaktı Hancı mağlup Yorgan kısaydı Ayak uzun Kış ölümdü Bahar aşık Yaz tekerrür Sonbahar geliyordu Ama o Gök kuşağının altında ki adam Kaçtıkça Üşüyordu |
selamlarımla