Kalktı bana dedi ki!
Benim bir Ekrem abim vardı kalktı bana aşık oldu.
Dedim abi napıyorsun ya olur mu öyle şey Dedi ki Gözlerine dikkat etseydin sende Eve geldim aynanın karşına geçtim Gözlerime baktım. Korktum. Gözlerimde aşık olunacak hiçbir şey yoktu. Gözlerimde yılların üzerime attığı topraktan başka hiçbir şey yoktu. Sonra bir gün çay içelim dedi. O çay içti bense rakı. Çünkü bazen bu hayatı dibine vurmadan yaşayamazsın! Sokak köpeklerini bilir misin dedi bana. Baktım yüzüne. O nasıl yapar hala bilmem içimi okur benim. Aslında benimde ona şiir yazmışlığım da çoktur. Anladım bilirsin. Dedi. Dedim abi, Olmaz biz seninle olamayız. Karıştırma şimdi köpeği böceği. Ulan dedi. Bu kadar sokak lambası varken bu ülke de neden olmasın. Dedi. Abi dedim. Sokak lambasıyla bizim ne alakamız var. Olmaz mı? Olur. Dedi. Yağmurun ne kadar yağdığını anlamak için o kahrolası gözlerini sokak lambalarına diktiğin ilk günden beri aşığım sana. Ama karım var benim. Biliyor musun benim karım var. E, güzel abim ne istersin benden o vakit? Olur mu hiç dedim. Yazık değil mi o kadına. Bana yazık değil mi? Ben bileydim ki sen çıkacaksın karşıma sever miydim hiç evlenir miydim? Sustum. Susmak bazen tüm şiirleri getirir insanın aklına. Susmak bazen söyleyemediğim ne varsa bu kitapsız dünya da, savaş açar gırtlağımda sakladığım ve yutkunamadığım gözyaşlarıma. Abi dedim. Benim sevilecek neyim var dedim Allah aşkına. Kitapları bile satılmayan bir yazarım ben. Gözlerim siyah, ellerim de küçüktür. Sığma bile sığmaz ömrüne. Hem kadınlık benim neyime, adam olana çok gelirim ben kadın olana fazla... Durdu. Sustu. Çay içti. Biraz daha çay içecekti ki vazgeçti baktı gözlerime ve dedi ki; ’Kafka seni görseydi eğer, inan bana Milena’yı tarihe gömerdi kader ’ ETB• |