EYLÜL ÇOCUĞUher daim hazan giydirilen Eylül çocuğuydum ben. eteklerinde solgun ay ışığının rahlesi ıssız sokaklarda yuvasından sürgün edilen yapraklar diz çökerken gecenin karanlığına bir mavinin başımdan yağmasına muhtaç yürüdüm yalnızlığıma. hücrelerimde sevdanın çılgın ritmi çığlık çığlığa bölünerek çoğalırken ayrılığın tümörü metastaz attı her bir yanıma. çürüyen anılar ciğerlerimi nefessiz bırakırken ’umut’ köhne bir dalgınlığın ucunda asılı kaldı. kirlenen ne varsa geçmiş zamanın ölümsüz takvim yapraklarında teker teker düştü avuçlarıma üfledim uçuştular mâzînin karanlık dimâğına. ’Eylül çocuğuydum ben’ hazana inat pembe eteklerim uçuştu rüzgârda yere düşen elma şekerimdi onu da üfledim yedim tiksinmeden belki de o yüzden kirlendim şeker tadında. dalgalanan her duygum sâhilime vururken köpük köpük doğa üstüydü beklentilerim mavinin sağılmasını istedim gökyüzümden ağzıma damlayan her damlayı yalayıp yuttum zamanından önce dudaklarım buz tuttu sağır oldu gök gürültüsünden kulaklarım. Eylül çocuğuydum ben o yüzdendi belki de mutluluğun adresini görmedim duymadım bilmiyorum. Ayvazım DENİZ |