HATIRIMDA KALANLAR
-Seksen Eylül Evvelinde-
Evveli var, ertesi var… Bir de Eylül ortası var. Ehl-i salip tortusu var Seksen Eylül evvelinde Sağ dediler sol dediler Yoktur başka yol dediler Bir kanala dol dediler Seksen Eylül evvelinde… “Düşünürüm, insanım ben!” Diyenleri eden pişman… İnsan yeden yine insan Seksen Eylül evvelinde… Kalem vardı ellerinde, Bir de silâh bellerinde… Söz kanundu dillerinde SeksenEylül evvelinde… Hemşehrilik silinmişti Şehir semt semt bölünmüştü Kurtarılmış bilinmişti Seksen Eylül evvelinde… Şehri bırak köyler bile Bir konuşsa, gelse dile.. Oğul küstü baba ile Seksen Eylül evvelinde… Halk bıkmıştı vuruşmaktan Hasım olup kırışmaktan Umut yoktu barışmaktan Seksen Eylül evvelinde… İnanmıştık bir davaya Dert getiren bir devaya Gitti gençlik bir hevâya Seksen Eylül evvelinde… Âyet bize biz âyete Yabancıydık hidayete Kur’ân kaldı mukallite Seksen Eylül evvelinde… Bölündük hep takım takım Yere batsın böyle akım Bilemedik düşman, dost kim… Seksen Eylül evvelinde… Bütün bunlar yetmez gibi Bir de çıktı bir ecnebi Ermeniydi aslı dibi Seksen Eylül evvelinde… Vurmuş idi diplomatı İster idi şahı matı İnsaf bilmez cidden katı Seksen Eylül evvelinde… -Ve Seksenler- Bir sabah bir uyandık ki: Sütlimandı her yer sanki… Yanki dedi: “Olun kanki!” Seksen Eylül ortasında... Nice mazlum canı vurdu.. Dur dedikçe o kudurdu… Terör denen belâ durdu… Seksen Eylül ortasında... Tüm plânlar kaldı akim Başlamıştı ağır çekim Sevindik de biz netekim… Seksen Eylül ortasında... Dört yıldızlı beş general Çözmüş idi derdi derhal Kurtulmuştuk biz de herhal Seksen Eylül ortasında... -Seksenlerin Ertesinde- Devrilesi boyu bosu Cilâladı her anonsu Başlamıştı yargı sosu Seksen Eylül ertesinde... Şakî buldu sanki dağdan Bir soldansa bir de sağdan Kirlenmişti urgan yağdan Seksen Eylül ertesinde... Tuhaftan da tuhafmışız Karat bilmez sarrafmışız Anlaşıldı ne safmışız Seksen Eylül ertesinde... Bir siyâsî geldi öne Konuştu hep döne döne Düzen verdi tam dört yöne Seksen Eylül ertesinde... Sağ-sol bitti sevinmiştik Birazıcık devinmiştik Kendimizle övünmüştük Seksen Eylül ertesinde... Anlaşıldı maksat başka Türklük kanı geldi aşka Sezilmese idi keşke Seksen Eylül ertesinde... Asalaydı eli kanlı Çıktı birkaç delikanlı Nokta koydu anlı şanlı Seksen Eylül ertesinde... Başladı bir başka plân Apo denen bir Öcalan Öne çıktı yalan dolan Seksen Eylül ertesinde... Dağı vurdu taşı vurdu Kan gölüne soktu yurdu Asker düşman söz buyurdu Seksen Eylül ertesinde... Saldırdı hep Kürt adına Felâketti yurt adına Hayat bitti mert adına Seksen Eylül ertesinde... Hinoğlu hin hepsi bunlar Türk düşmanı hep piyonlar Sahte aslı ispiyonlar Seksen Eylül ertesinde... Böyle böyle geçti yıllar Sarpa sardı dümdüz yollar Düşmanlar hep Türk’ü kollar Seksen Eylül ertesinde... -Doksanlar- Doksanlarda başka doku Çevremizde bin bir koku Irak’taki Saddam şoku Kapı açtı doksanlara. Çevremiz hep ateş topu Ortadoğu yuttu hapı Her belâya açık kapı Fitne saçtı doksanlara. Afgan başka bir mesele Bosna-Hersek gelmez dile Göz yaşları döndü sele Huzur baçtı doksanlara… Koalisyon yönetimi Devir aldı bir yetimi Ben de verdim diyetimi Diyet taçtı doksanlara… Baş örtüsü bir bahane Okullarsa çilehane… Bozguncular hep şahane Kılık biçti doksanlara… -Milenyumda Memleketim- Yurtta kaos sanki kuma Memleketim döndü muma Doksanlardan milenyuma Garip geçti memleketim… Siyasette bir çekişme Hiç huzur yok; hep çatışma… Bir aralık bir yatışma, Görüp geçti memleketim. Bir açılım teranesi Huzur idi bahanesi Binlerce şehit annesi Kırıp geçti memleketim. Hudutlarım oldu kevgir İstersen çık istersen gir Tepki koyan bir tek beygir Karıp geçti memleketim. Sever imiş deve diken Makbul imiş piyaz çeken Köke kibrit suyu eken Sarıp geçti memleketim. -muhacir bozkurt- Mustafa KÜTÜKCÜ 13.09.2014 – DENİZLİ. |
Üstat 70 li yılların sonundan günümüze Ülkemizi ve Orta doğuda olanları ne güzel şiirleştirmiş
Dört dörtlüktü usta ama ben geç fark etmişim Eylül ayım hep babamın rahatsızlıı ile geçti 15-20 gün de deftere giremedim
Ayakta alkışlıyorum Usta kalemi
__________________________________Saygılar