Son FasılMusa ERSİN’İN Aziz Hatırasına Ansızın şimşek çakar, gözlerin kararır, Gezdiğin yeşil bahçeler, bir anda sararır. Başka bir diyar, başka bir yer veya belde de Belki güneşli, yağmurlu bir gün veya yelde O anda Azrail kapına gelir, tak tak vurur; Her zoru aştın, o önünde dağ gibi durur. Ne yapsan, ne etsen de aşamazsın o dağı Mecnun misali kopmuştur artık gönül bağı Neylersin her beşer-i fani tadacak bu yolu O vakit hissedersin üstünde kıllı çulu İlk gideceğin yer, soğuk bir hava deposu Nemlenen tenini arıtır, avuç dolu su Parmağa asılır, urgandan yazılı kâğıt Gayrı anılmaz adın, başlar derinden ağıt. Dülger özenle yapar, cevizden altın tabut, Neye yaradı mal, mülk: Üstünde ak bir çabut Son kez arşa kalkar bedenin huzurla dolu, Ardından korkuyla gelir, her bir Mevla kulu Mum gibi erir, katre katre akan gözyaşı Pervanenin durduğu son yer: Musalla taşı Geda gibi el açıp, okunurken Fatiha Müsterih ol, yakınsın artık yüce Allaha Her yer çamur yığını, başta bir çürük tahta Kimisinin mermeri, taşı dört bir tarafta O korkuyla hazırlanırken zifiri kuyun, Dökülmez toprağına belki, bir damla suyun Anne gibi aguşunu sana açar toprak Ölümden korkma; tek korkun olsun, unutulmak Ruhun bedenden ayrılıp, semaya çıkarken, Ey fani! Gör bu halveti, vakit deme erken. O lahzada görürsün tafsiliyle her şeyi Müdavim hatırlarsın böylece iki şeyi: Ansızın şimşek çakar, gözlerin kararır, Gezdiğin yeşil bahçeler, bir anda sararır. |