ey ellerimin aşk tazesi yazıp yazıp bitiremediğim efsanesi kapında dönüp duran acizliğimin emaresi…
bugün yedi Eylül tut nefesini kes hıçkırıklarını yak yık dağıt odacıklarını dokunurken kanıma nefretin rengi ikinci el tezgahlarına kim sattı mevsimlerimi…
bugün yedi Eylül zamansız bir hüzün yetmişikibin yerinden kopartılıyor tenim ve tekrar tekrar soyunuyor anılar karşıki evin incirli bahçesinden koca şehir uykuda oyunun gölgesinde
ruh çıplak
ve tedirgin korkular salgılıyor iri kıyım gece ateşe düşmüş yıldızlar ıslak kaldırımlarda ay izi oyun bitti indirin sahneden bizi…
ses ürkek ve aksi hayli yol almış zaman ölümün kıyısında tenime sürtüne sürtüne aşınmış yıllar ki aştık sürüne sürüne kendimizi aşıktık aynı göğün altında sesin tenime büründü martılar öldü
Eylüldü
bugün cinnet asın beni bir şiirin kasvetinden ve bir çığlık kopsun Dicle Nehri’nden Meriç’in küçük kızı ölümün duvağını kaldırsın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sus / kes / at... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sus / kes / at... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
acılarla beslendik yetmedi mi be arkadaşım acılardan dost olunmaz bunu da bilesin tak takıştır sevinci kollarına artık ömür dediğin nedir ki sevgiler...
bugün cinnet asın beni bir şiirin kasvetinden ve bir çığlık kopsun Dicle Nehri’nden Meriç’in küçük kızı ölümün duvağını kaldırsın
aşk yüzünden…
Bir gece üzerimde yorgan da yoktu Dicle'nin tam da dibinde yildizlari serederek tahtin üzerinde uyumustum. O akisini duyuyordum da . Hafif kulagimi oksayan o siriltisinda dalmistim . Sabah yüzümü Dicle'de yikadim . Hayatim boyunca unutamam . Sen hep Dicle 'yi yazdin siirlerinde . Bugüne nasipmis anlattim iste ben de .