Zaman ağaç yapraklarında mevsim koleksiyonu yaparken Eylül gölgesinde toplanıyordu şairler Aşk Tanrı selamı veriyordu o sırada düşlere Kırıta kırıta esiyordu rüzgar hayallerin üzerinde Öylesine bir günü süslüyordu Tanrı işte Notaların resmini çizerken kalbime ölüm Ben ben yine seni seviyordum gülüm
Kadınlar iyi adamları sevmiyor diyordu şairin biri Şiirler küsüyordu hayata Bir ilham perisi badem soyup yediriyordu sözlerine Badem gözlü çocuklar doğuyordu gözlerinde, Gözler ki şiir, gözler ki başka Kadınları da, adamları da İyilik büyüsü ile mühürlüyordu aşka Veda senfonisi yazarken ölüm Ben ben yine seni seviyordum gülüm
Çok açım diyordu şiir Çoktandır kalbime bir lokma sevda girmedi Kadın alelacele bir aşk muskası hazırlıyordu Adam gülümsüyordu Tevellüt kaygısındaydı takvimler doymasa da Zaman koleksiyoncusu aşk alıp satıyordu oysa
Bir keman kalbime kara kalem bulutlar çiziyordu o gün Gözlerimde yağmur taneleri aşkı bestelerken Üşüyordu gök/yüzüm Aşk ev sahipliği yapıyordu gülüşüme Kahkahalar darbe diyordu eylüle Şiirler yağmurda unutulmuş şemsiye Yani sevmek bu mu , Susuyordun... Sensizlik diyordun sensizlik..Sırılsıklam bir ölüm Ben ben yine de seni seviyordum gülüm
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Badem İçi Aşk Tiradı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Badem İçi Aşk Tiradı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bir sevgi rahlesinden dile ve gönüle gelen, sevme sanatından bağırmadan bir gönül tuvaline dize darbeleri...
Bir sevgi emisyonunu ölçümleyen dizelerden istasyon sirenleri... Ben yine seni seviyorum gülüm....sevgihanesine seslendirme ile de hızırca coşkusuyla telaşsız yetiştirilen..... Çoktandır kalbe girmeyen sevda lokması bir uzun öykünün simgesel özeti denli bol çağrışımlar seriyor.. Şairimiz tonlu ve dinamik vurguları şiirizmin sosyal akıl semtatikliği ile göz sürülmemiş orijjinlerle koordinatlıyor...
Ne battal edilen duygular, ne de zorla aranılıp bulunmuş eğreti varsayımlar.... Şiirin bütünğündeki örgü teması doğal ayıklanma oluşturuyor...
Seslendirme ise her sözcüğün üzerine boğmayan bir yaldızlama yapıyor. Durağan fonetik ile okunamayacak bu şiir yorumunda, duygu boğumlamaları, vurgular ve yoruma sihir katan durgular, dizelerin yüklendiği ince duyguları tonlama ve bireysel algının sözcüklere kattığı duygu ayrıcalığı kendilerine özgü ayrı bir değer katıyor. Ses ile dize içeriklerini sahiplenme ve yansıtma nosyonu son derece başarılı. Belirgin olmayan eko ayrı bir albeni katmış. Yer yer suflevî seslenmeler ve gerektiği yerde vurgu esnetmeleri ayrıca değer katıyor... İçtenlikle kutlarız.
Çok açım diyordu şiir Çoktandır kalbime bir lokma sevda girmedi Kadın alelacele bir aşk muskası hazırlıyordu Adam gülümsüyordu Tevellüt kaygısındaydı takvimler doymasa da Zaman koleksiyoncusu aşk alıp satıyordu oysa
Ne güzel bir senfoni, ve sevgi dolu yorum..
Rüya gibi dinledim, zevk ile sevgilerimle canım :)
Şiir güzeldi ama seslendirme için aynı şeyi demek mümkün görünmüyor... O kadar da heyecan gerekmiyor kanımca. Eminim kendinizi geliştirirsiniz. Saygı ve sevgilerimle...
İmgeler öözellikle de . Bedelsiz bir alış verişi anlatmışdı yazı. seslendirme için eko yerine derinlik mi kullanılsaydı dedim kendikendime. fondaki müzik harelendiriyordu yazıyı. fakat eko yerine derinlik kullanılsaydı sanki kelimeler daha bir belirginleşecekdi.
Zaman ağaç yapraklarında mevsim koleksiyonu yaparken Eylül gölgesinde toplanıyordu şairler Aşk Tanrı selamı veriyordu o sırada düşlere Kırıta kırıta esiyordu rüzgar hayallerin üzerinde Öylesine bir günü süslüyordu Tanrı işte Notaların resmini çizerken kalbime ölüm Ben ben yine seni seviyordum gülüm