Hayat Geceleri Akar
Yaşıyoruz işte,
Dokunmasınlar keyfimize. Aşklar olmasın bu kadar acı ve Şükranlar hep sizlere olsun. Gecelerimi penceremden değil Bu namussuz kaldırımlardan izleyeceğim artık. Tüylerim diken üstündeyken, Her ses daha büyür, Her adım daha uzaklaşır benden. Sesler, sözlere dönüşünce gümüş olurmuş, Sükût ise terane… Kaldırımlar yeryüzünden bir parçadır Yâr yüzü kadar sıcak olmasa da. Yer yüzümü bu soğuklar ve Çığlıklarımdan arta kalan telaşlar Gündüze salıverir kendini bu sokakta. Şaha kalkan bir vezir mi yoksa Şah altında ezilen kaldırımlar mı Sokakları böylesine ürkek kılan? Aşklar mazgal deliklerinden daha büyük ve Gözyaşlarım akar komşu sokaklara. Herkesin bir mazisi olduğu kadar, Kaldırımların da aşkı büyük olur. Her gece koynunda yatırdığı o adamlar, Ne dertler, ne tasalar varmış? Hayatların trajedileri mi komik, Yoksa insanlar mı komik olan? Çığlıklarımız mı bizi suçlu kılan? Bu hayatın sineması sokaklarda çekilir. İzleyenler gün batımı evlerine giderler, Salıncaklar boş kalır, Dünya bırakır dönmeyi, Gece ne kadar uzun olursa, O kadar iyi. Saklambaç gömleği giyer sevdalar, O sevdaları unutulmaz kılan unutma çabaları… Kaç bucak dolaşacak bu sessiz yığın, Bu kuru kalabalık… Akıldan süzülemeyen yürek kırıkları, Ayakaltı olur şu asfaltlarda. Yoğunluktan kaskatı kesilmiş aşk ve Kımıldayamaz olmuş kalbinde taşıyan onu. Bir ateş yakın haydi, Atın şu dermansız dertlerimi, Küstahça bedenimi savuruyor geceye. Kaç sual geçiyor aklımdan sana soracağım, Kaçını unutuyorum çarpa çarpa duvarlara? Gözönümde hayalin mi yoksa, “Sen” diye sarıldığım kaldırımlar mı bana sevda? Benim sadık yârim mi olmalı toprak? Girdabına sürükler yer altı aşklarını, Gönlü ve sevdası kimse tarafından önemsenmeyen, Boş, Sevilmeyen, İtip kakılan o adamlar, Yürekler dolusu sevdayı yitik bırakır kaldırımlarda, Üstüne basarsın da cız etmez mi sokaklar? Duyun insanlar, Gündüzleri uyuyun; Hayat geceleri akar. Münzevi//03.09.2014//12.23 |