DÜŞTÜ
Doğrular azalınca dillere yalan düştü
Güçlüler haklı oldu, kalplerden vicdan düştü Bulmadı sahibini adalet denen mefhum Her türlü mülkiyete sinsice talan düştü Güneşe hasret kaldık, siyahlaştı asuman Nerden geldi bilinmez cihana duhan düştü “İlim yitik malımız” biz bunu böyle bildik Bulmaya gidenlerden, izan ve irfan düştü Neşeye ve sürura zorbalar sahip oldu Bizim de payımıza bir acı figan düştü Bizler kuru yerlerde; sabahlarken, ellere: Kuş tüyünden yapılmış yatakla yorgan düştü Ne malda ne de mülkte gözümüz yoktu ama Neden boğazımıza sımsıkı urgan düştü? Her yandan zulmet yağdı, insaniyet adına Barış denen masala damla damla kan düştü Daha iyi olacak, umarken yıllar yılı Umutlar zayıfladı, sonunda hüsran düştü Tuzaklardan kaçarken, yolumuz üzerinde Kuyulara dost olduk, hisseye zindan düştü Ağyara her devirde inci ve mercan düştü Yâre; gönlü hüzünlü, hayali canan düştü |