yokluğuna uçurumlar eklediğim yaraldığım her nefesin bir yanı yangın bir yanı ölümken kaç şehirdi yokluğun sayamadım yaslandığım bu ömürde hasretin uçurumken içimde önümde gidemediğim kadar sensizlik menzile yatırırken senden kalma düşlerimi ikinci el bir sessizlik haykırır sürgünlerimde yalnızlık vurur saatleri kül rengi menekşelerim kanar iklimlerinde yokluğunun kıyısı meçhul bir sonbaharken içimde kışın ayazı ağlar sessizce çıkmaz sokak adreslerimde kaç köşe başı yalnızlığım daha intihar edecek bu izbe şehrin kaldırımlarında bilemedim çıplak gecelerimde kaç öksüz yıldızın suretine daha asılacak düşlerim kaç ölüm daha doğacak sen doğmadan faili meçhul sabahlarıma eyyy yokluğuna uçurumlar eklediğim yar bakışların emanetken gözlerime hangi ömre sığınayım bilemedim bilesin ki zaman başucumda ağlarken bir elimde kurşun bir elimde hoşçakal... ilhanaşıcı ağustosikibinondört |