KÖY GÖÇÜREN OTUBir kuduz ota çattım, bahçemden attı beni! Her yanı diken kaplı, imkansız elle tutmak! Asıldım sökmek için, çekti fırlattı beni; Dikenin acısını mümkün mü hiç unutmak... Gittim sordum muhtara; nedir bu otun ismi? Yoldun mu dedi bana, nasıl kokuyor pis mi? Kokusu batsın dedim, aslolan onun cismi! İstedim ki dostlara bir şiirle tanıtmak... Ziraata danıştım melanetin adını... Dedi; kurutmadın mı, geçirdin miadını! "Köy göçüren otu" o, yükseltir feryadını! Tek çıkar yol el açıp bir de adak kanatmak... Ey Allah’ım, bir bilsem neden verdin bu otu? Deldi ya makas kesmez sağlam bildiğim kotu! Billahi hiç hoş değil otun bendeki notu! Niyetim bu alçağı tüm köylüye çiğnetmek... Bu ot para etseydi, çöpü bile bitmezdi... Koyun, kuzu, mal, çoban kovsan yine gitmezdi! Ne mel’un bir otmuş bu, dalına güç yetmezdi! Arzum kazana atıp fokur fokur kaynatmak... Soykırım ilan ettim, toplattım gestapoya! Yoksa hasret kalacak gönlüm temiz tapuya... Yakmazsam melaneti, o koyacak kapıya! An meselesi artık var aklımı oynatmak... Karaman-2014/08 Halil Şakir Taşçıoğlu |
Ottan şiir yapmak kolay iş değil ki.
Kutluyorum hassas yüreğinizi.