ben ölümümuçurtmasını terk etmiş bir ip olsam adını yazsam bulutlara yırtılsa gök bulutlar dolusu sen yağdırsam sağanaklarla indirsem düşlerimi ve her damlayı içime çekip çekip sarhoş olsam dudaklarında ölüp ölüp sana dirilsem olmaz mı oysa gök kubbemdeki yıldızların kanatları kırık ay yasta yansıtmıyor ışıklarını denizlerimin tenine yakamozlar intihar kusuyor lacivert yalnızlığımda dalgalar beyaz öpmüyor sahillerimi ışıklar kör gecelerim cellat ışık ol gir içimdeki zindanlara ya da kör bir celladın bakışlarında öldür düşlerimi bil ki gözpınarlarımdan süzülen yaşlar içimdeki sahraya umut taşıma telaşımdır dudaklarımdaki her çatlağa sızan damlalardı serap sandığım kızgın kumlara yapışan gölgelerdi sen sanıp kana kana öptüğüm bu bir masalsa ben ölmeli miyim ya da gerçekse öldüm mü bilemedim ben cennetime koştukça üzerime cehennemi giydiren ölüm melekleriydi gece bekçilerim beni merak etme güneş ne zaman kaybolsa kendime yatacak bir mezar bulurum gölgem bile kendimden kayıpken hiç bir Tanrı aramasın beni bil ki sen kıyametsen ben ölümüm.. ilhanaşıcı ağustosikibinondört |
kutlarım
saygılar