EVET BEN YAKTIMSaklı bir kentin güneş görmemiş sokakları gibiyim her tarafımdan örümcek ağları sarkarken kapalı pencerelerim yıllardır rüzgârın direnişini kırmaktan yorgun. Çevrem kuru ağaçlarla donatılmış arada dışarı çıkarak tek tek umut topluyorum bazıları o kadar çürümüş ki elimi attığımda rüzgârımdan yere düşüp çamura bulanıyor zamansız açan umutların kafaları zaten önceden koparılmış. Gözlerinde acı sürmeler çekili bir örümcek gelip kucağıma oturuyor korku içinde alıp onu en kuytu köşedeki sandalyeye asıyorum. Gizlediğim bu kent benim tek kaçış yerim kimsenin bilmemesi lazım Arada yolunu kaybeden birkaç yıldız göz kırpıyor tepemde korku içinde fırlıyorum haber vermesinler kimseye diye onları toplayıp kralın hazine odasına kapatıyorum çığlık çığlığalar paslı kilidi zor da olsa çevirip ayrılıyorum. Ay’la henüz işim bitmedi elimde fırça dolunay olmasını bekliyorum gecenin en zifiri rengine boyayacağım onu. Çok kızıyorum ona çok geçmiş aşklarım hâlâ ona bakarak hayâl kurmuyor mu ölüyorum kahrımdan işte bu yüzden kapatsın gözlerini diye en karasını seçtim gecenin. Elimde kurşuni sözlerden bir tabela Şehrimin kapısına kocaman harflerle ’ GİRMEK YASAKTIR’ diye yazdım.. Bu sefer gireni vuracağım mutlaka talan edilmesine izin vermeyeceğim. Yörüngesinden çıkan bir göktaşı ayağımın dibine düşüyor korkuyla sıçrıyorum yerimden hemen topladığım çalı çırpıyla ateşe veriyorum şehrimi. Ben yaktım evet Roma’yı da, bütün şehirleri de ben yaktım.... Ayvazım DENİZ . |
yakıla
geride şiir kalmış
özellikle de ilk bölüm
iyi ki şiir kalmış dedirtiyor
tebriklerimle