bir gri istanbul masalıakşam üzerileri bir garip batıyor güneş, duman duman tütüyor bu şehir. soluk almak zor, karanlık çökerken gözlerine! binalar sarmış dört bir yanını, ve kimsesiz çocuklar olmuş; kendini yeşil sanan ağaçlar... kimsesizler yurdu çok uzakta, gidemiyorlar ki; kökleri var toprakta! manzarasız evleri,dükkanları sevmiş bir kez; istanbul’un arsız yüreği, eski birer leyla-mecnun masalı şimdi; çam ağacının oksijeni... sabahları bir soğuk doğuyor buranın güneşi, çiğ düşmüyor artık çimlere. kaldırımlar sarmış gri gri, her tarafı; yeşillerin,sarıların yerine! kimsesiz bir kaç tinerci çocuk şimdi; asi asi yol ortasında duran yüz yıllık çınarlar... onlar da yalnız; ne büyüyecek dalları ne de umutları var! artık ağaçlara kazınamıyor aşıkların isimleri; çünkü her yeri taş etmiş, taş olası gökdelenlerin hasımları! çimento ve betona aşık bir şehir şimdi istanbul ve kimsesizler yurdu ormanı; geride kalan bir kaç çınar,bir kaç çam... bir gün kalkar bu sisli hava ve çıkar ortaya; İSTANBUL! çırıl çıplak gri vücuduyla... |