HÜZNÜMDEN UTANSAM
Ah uykusuz sanrım ben ne yaptım
Umutlarımdan kestim ödlek başımı Ölmeden yapmazdım hüznümden utansam Sorumsuzluktu kahkaha kervanlarını görmezden gelmek Yıpranmaz bir yeisle ölü yarınlara gebe kalmak Hep camekanlarda bırakmak muhtemel körpe aşkları Binlerce daveti hiçe sayıp kavanozlara sığınmak Denenmemiş her yaşam başka bir ölüm şekli Pişmanlıkların sonsuz ayak izleri ardımda Korkular azmettirir vademin intiharını Umutlarımdan keserim ödlek başımı Ölmeden yapmazdım hüznümden utansam Ey coğrafyamın büyülü eski düzeneği Sen kazandın, sana elbette şatafatlı bir ölüm yakışır Bütün kafesler adına hakkını vermeli Seraplarımızdan çizdin çalımlı ve mağrur maverayı Sen kazandın, horozlar daha yaşına ermedi Önkabül dağlarını aşan kartallar hep kuzeylerde Etimize yetişmez damıtılmış gerçeğin mahzun haberi Uysal kavimlerdik saatlerini ihmal eden Kana kana içip ikram ederiz düşlerden şarabı Ayılsak çürük bir tohumduk derin bir nazarla Boşunaydı uygunsuz vakitlerde kalbimizi yıkamak Hüzün bedenimizden bir türlü çıkmıyordu Zaten uygun vakit diye bir şey de yoktu Hep sen kazanırsın, horozlar daha yaşına ermedi Anlar ölçülemez, birer ifade biçimidir saymak Saçma işte durup dururken kendi şafağında ölmek Vakitsizdir ölüm, kucağımızda anılar tararken saçlarını Ey daireler, ey doğruların çarpık döngüleri Yankılarımı taşırsınız, sizi sevemem, asla seslenemem Aman dilesem ağıtlarımla kapılarımı çalarsınız Elinde ateş olan bir merhamet kadar saçmadır her sesleniş Yine de kıvrımlı izlerden çıkarım patikaları Bir başıma nasıl onarırım kırık dökük basamakları Zamana bırakılmış bir kentin tenha sarayıydı aklım Ellerim, bilene bilene tükenmiş kör bıçaklar Belki ta kendisiyim hiç denenmemiş ilk planörün Ya da açılmamış su matarası, çölde ölülerin taşıdığı Sisimde gençliğe ertelenmiş şölenler öylece durur Kaf dağında bekleyen mahrem yarin saklı dişleri gibi Hepsini bir bir özledim, daha da özleyeceğim Yine de umutlarımdan keserim ödlek başımı Ölmeden yapmazdım hüznümden utansam |