YA / SİNÇokluk yanılsama İnsan bir aslında Tek spiker bin ekranda Allah Her nesnede her canda Tek merkezli öz Öze baksa göz Adem de özde bir Aynı ruh hem nefis Adem’de ve Havva’da İlahları aynı ilah her kaide evrensel Kitapları kelamullah İşte dört kitaptan seçmeler Güya farklı çeşmeler Akıp duran su Ari gerçek bu “Kalk, ya Rab, kaldır elini, ey Tanrı! Mazlumları unutma! Neden insan seni hor hakir görsün İçinden “Tanrı hesap sormaz” desin? Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün Yardım etmek için onları izlersin Çaresizler sana dayanır Öksüzün yardımcısı sensin Kötünün, haksızın kolunu kır ki kötülükten Sorulmadık hesap kalmasın Mazlumların dileğini duyarsın ya Rab! Yüreklendirirsin onları Kulağın hep üzerlerinde Öksüze, düşküne hep hakkını vermek için Dehşet saçıp durmasın ölümlü insan…” (Zebur: 10. Mezmur;12-18). *** “Korkma biri zenginleşirse Evinin görkemi artarsa Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez Görkemi onunla mezara gitmez Yaşarken kendini mutlu saysa bile Başarılı olunca övülse de Atalarının kuşağına katılacak Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır İnsan Ölüp giden hayvanlar gibi…” (Zebur: 49. Mezmur; 16-20). *** “Yoksullardan adaleti esirgemek, Halkımın düşkünlerinin hakkını elinden almak, Dulları avlamak, Öksüzlerin malını yağmalamak için Haksız kararlar alanların, Adil olmayan yasalar çıkaranların Vay haline! Yargı(din) günü başınıza Ateşler geldiğinde ne yapacaksanız? Yardım için kime koşacaksanız? Servetinizi nereye saklayacaksanız?” (Tevrat; Yeşeya; 10/1-3) *** “Rab diyor ki: Toprak yığıp yeni yollar yapın Halkın yolundan engelleri kaldırın Yüce ve görkemli olan Adı kutsal olan diyor ki: Yüksek ve kutsal yerde yaşadığım halde Alçakgönüllülerle, ezilenlerle birlikteyim Yüreklerini sevindirmek için Ezilenlerin yanındayım…” (Tevrat; Yeşaya; 57/14-15) *** “Diyorlar ki oruç tuttuğumuzu niye görmüyor İsteklerimizi sınırladığımızıi neden fark etmiyorsun? Bakın, oruç tuttuğunuz günde de Keyfinize bakıyor, işçilerinizi eziyorsunuz. Orucunuz kavgayla, çekişmeyle Şiddetli yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla Sesinizi yücelere duyuramazsınız. İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın oruç günü böyle mi olmalı? Kamış gibi baş eğip ardından çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, Rabb’i hoşnut eden gün diyorsunuz? Benim istediğim oruç; Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi? Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır Çıplak gördüğünüzü giydirir Yakınlarınızı gözetirseniz Işığınız tan yeri gibi ağaracak Çabucak şifa bulacaksınız Doğruluğunuz önünüzden gidecek Rabb’in yüceliği artçınız olacak O zaman yardım çağrılarınızı Rab cevaplayacak Feryat ettiğinizde “İşte buradayım” diyecek Eğer boyunduruğa, başkalarını suçlamaya, Kötü konuşmalara son verirseniz, Açlar uğruna mallarınızı feda eder, Yoksulların ihtiyaçlarını karşılarsanız, Işığınız karanlıkta parlayacak, Karanlığınız öğlen gibi olacak! Rabb her zaman size yol gösterecek, Kurak toprakları sulayarak sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız. O zaman Rab’den (zevk) aldıkça alacaksanız. eski yıkıntıları onaracak, Geçmiş temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. “Duvardaki gedikleri onaran, mekanları oturulacak hale getiren” denilecek sizlere.. Bunu söyleyen Rab’dir.” (Tevrat: Yeşaya; 58/3-14) *** “Ey Sodom yöneticileri! Rab’in söylediklerini dinleyin Ey Gomora halkı! Tanrımız’ın yasasına kulak verin Kurbanlarınızın sayısı çokmuş “Bana ne” diyor Rab Yakmalık koç sunularına Besili hayvanların yağına doydum. Boğa, kuzu, teke kanı değil istediğim Huzuruma geldiğinizde Yasaklarımı çiğnemenizi mi istedim sizden? Anlamsız sunular getirmeyin artık Buhurdan iğreniyorum Kötülük dolu törenlere Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına Ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum Yeni Ay törenlerinizden Bayramlarınızdan nefret ediyorum Bunlar bana yük oldu. Ellerinizi açıp bana yakardığınızda Gözlerimi sizden kaçıracağım Ne kadar dua ederseniz edin dinlemeyeceğim. Elleriniz kan dolu Yıkanıp temizlenin Kötülük yaptığınızı gözüm görmesin. Kötülük etmekten vazgeçin. İyilik etmeyi öğrenin. Adaleti gözetin. Zorbayı yola getirin. Öksüzün hakkını verin. Dul kadını savunun… Bunu söyleyen Rab’dir…” (Tevrat; Yeşaya; 1/10-20) *** “Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin Dünyada güve ve pas onları yeyip bitirir Hırsızlar da girip çalar Kendinize gökte hazineler biriktirin Orada ne güve ne pas tutar onları Ne de hırsızlar girip çalar Hazineniz neredeyse Yüreğiniz de orada olacaktır… Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez Ya birinden nefret edip öbürünü sever Ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür Siz hem Tanrı’ya Hem de paraya (mamon) kulluk edemezsiniz! Size şunu söylüyorum: ‘Ne yeyip içeceğiz’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten beden giyecekten önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer Ne de ambarlara yiyecek biriktirirler. Tanrı yine de onları doyurur Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla Ömrünü bir dakika uzatabilir? Neden sürekli kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de ipek eğirirler Size şunu söylüyorum: Bütün görkemine karşın Süleyman bile sizlerden birisi gibi giyinmiş değildi Öyleyse yarın için kaygılanmayın Yarının kaygısı yarının olsun Her günün derdi kendine yeter!” (İncil; Matta; 6/19-34, Luka; 12/12-36). *** “Zenginlerden birisi İsa’ya sordu: ‘Sonsuz yaşama kavuşmak için Nasıl bir iyilik yapmalıyım?’ İsa dedi: ‘İyi olan yalnızca birisi var Sonsuz yaşama kavuşmak istiyorsan O’nun buyruklarını yerine getir.’ ‘Hangi buyrukları’ dedi adam. Dedi ki: ‘Adam öldürmeyeceksin! Zina etmeyeceksin! Çalmayacaksın! Yalan yere tanıklık etmeyeceksin! Annene babana saygı göstereceksin! Komşunu kendin gibi seveceksin!’ Zengin; ‘Bunları gençliğimden beri yapıyorum’ dedi. Dedi ki: ‘Git, üzerindeki malları sat, parasını yoksullara ver. Böylece göklerde hazinen olur Sonra gel beni izle.’ Adam hızla oradan uzaklaştı…” (İncil; Matta: 10/17-31, Luka: 18/18-30) *** “İsa Yaruşalim’e gitti. Tapınağın havlusunda sığır, Koyun ve güvercin satanları, Ve para bozduranları gördü. Hepsini tapınaktan kovaladı. Para bozanların paralarını döküp Masalarını devirdi. Şöyle bağırıyordu: Tanrı evini haydut inine çevirdiniz Pazar yeri yaptınız. Yıkın şu tapınağı! Üç günde yeniden yapacağım…” (Matta; 21/12-13, Markos; 11/15-17, Luka; 19-45-46). *** “Bilir misin, nedir zor olan? Boyunduruk altındakileri salıvermek… Zor zamanda vermek… Öksüzün başını okşamak… Düşmüşün elinden tutmak… İman etmek… Göçlüklere göğüs gerip acıları paylaşmak; Sevgi ve merhamet yumağı olmak…” (Kur’an; Beled; 9-18). *** “İyilik, yüzlerinizi doğuya veya batıya çevirmeniz değildir. Asıl iyilik Allah’a, ahiret gününe, Meleklere, Kitaba ve peygamberlere inanmanız, O çok sevdiğiniz mallarınızdan, Yakınlar, öksüzler, ihtiyaç sahipleri, Yolu kesilmişler, düşürülmüşler, Boyunduruk altındakiler için vermeniz, Cân-ı gönülden namaz kılmanız, İhtiyaçtan fazla olanı vermeniz, Sözünüzün eri olmanız, Güçlüklere göğüs germenizdir. İşte bunlardır sözü namus bilenler! İşte bunlardır Allah bilinciyle yaşayanlar!” (Kur’an; Bakara; 177). *** “Bir zenginlik yarışıdır Oyalanıp duruyorsunuz. Mezarlarınıza girinceye kadar Süren bir oyun ve oynaş… Fakat hayır! Yakında bileceksiniz. Fazla uzak değil; çok yakında bileceksiniz. Evet, daha derinden bakabilseydiniz, Bir ateş çemberine doğru Yuvarlanmakta olduğunuzu görürdünüz. Kendi gözlerinizle onu apaçık göreceksiniz. O gün her nimetten Tek tek sorgulanacaksanız…” (Kur’an: Tekâsür; 1-8) *** “Yalancı (sahte) din nedir Haber vereyim mi (gördün mü?) Öksüzü hor görür Yoksulun halinden anlamaz (Üstelik namaz kılar ki) O namaz kılanların vay haline! O kuru kuruya yatıp kalkanların vay haline! Çünkü gösteriş yapıyorlar, En küçük yardıma bile yanaşmıyorlar.” (Kur’an; Maun; 1-7) *** “Firavun yeryüzünde büyüklük taslamış Ve halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir grubu ezmek istiyordu. Oğullarına kurbanlık muamelesi yapıyor, Kadınlarını hayâsızlığa zorluyor, Sürekli terör estiriyordu. Biz ise Yeryüzünde ezilenlere lütufta bulunmak, Onları önderler yapmak, Ve Firavun’un yerine geçirmek istiyorduk. Onları yeryüzünde işbaşına getirmek suretiyle Firavun, Haman ve ordularına Korktuklarının başlarına geleceğini Gösterelim istiyorduk…” (Kur’an; Kasas; 4-6) duymalısın ey nefsim Kur’an sana seslendi cennet ,cehennem / sende bütün aleme halife sen duy /duy çağrıyı lütfen sensin muhatap dendi maksat sensin ya sin Alanya/ 009 |
ne güzel di yine dizeler
düşündüren
ve ders veren saygılarımlasınız herdaim