Dinlerim
dinlerim; toprağı
havayı, suyun maviliğini ta içimden geçerim benden omzundaki toz olurum suyun mavisini koynuma alır rüzgarları solurum dinlerim; dünyayı göğsünde eritmiş sabahı gecenin soğuğundan kurtarırken hayatı ağaçların yapraklarını tarayan yellere salarım kendimi boşlukta süzülen yapraklarla gelen özgürlüğe sonra sen gelirsin yanıma kalbini avuçlarıma alır saçlarında uyurum sessizce rüzgarın esintisinde buldum ufuklarında aradığım sevdayı sensizliğimi alırım yanıma gamzende ki bir kıvrım olur gülüşünde ölürüm dinlerim; gürültüsünü şehrin, sessiz adımlarının özlemiyle yanarım şulende külsüz, dumansız kendimden çıkartarak benliğimi senliğinde kaybolurum dinlerim; istanbulu ezanlar okunurken üsküdarda ayasofyanın kubbesine çıkar, fatihin şehrine bakarım senin aşılmaz surlarında can veren ulubatlı hasan olurum sonra seni dinlerim ey yar.. şu gecelerin sevgisiz uykusunda senin sabahında uyanırım gözlerimi sensizliğin körlüğünden çıkartırım aydınlığa uçsuz bucaksız çöllerinde aşkına meftun yoluna mecnun olurum dinlerim seni ey yar yalnız seni dinlerim gülmemle seninle ağlamamla seninleyim eğer seninleysem söyle daha ne için inleyim |