Sen bana sormuştun ya! Sırrın ne diye? Sırrım sen, sırrım hayatın yedi renkli karanfili.Sen bana sormuştun ya! Sırrın ne diye? Sırrım sen, sırrım hayatın yedi renkli karanfili. Her bir renkte değişik öyküler, Her öyküde değişik iklimler. Bir ömür sığar mı? Birkaç satıra dedin ya! Ömür dediğin ne ki? Kalan akılda. Göz açıp kapama zamanına eş değerde değil mi? İşte! Avuçlarımdan dökülen, birkaç satır’sın sen. İs kokulu ömrümde gezinen. Bakışlarımda, bir kadın saklandı dedi gece. Bir kadın terk edilmişti, Gözleri kadar gece. Üşüyen sol yanında yangınlar is kokulu kadın, Düşleri sol yanında kırgın, Bir kadın dün gece terk edilmişti. Hayal kurmayı unutan bir kadın doğdu, Doğuda bir kadın öldü, Gözleri mor kadınlar çürüdü. Yazgı kundağına beledi anası, Sırtından vurdu babası, İşte! O yüzden, Gece kadar kör, Kör talihi kadar, bonkör bin kadın öyküsü yazıldı. Doğuda bir kadın öldü, Gözleri mor kadınlar çürüdü, Sen bana sormuştun ya! Sırrın ne diye? Sırrım sen, sırrım hayatın yedi renkli karanfili, mahmudiye düzkaya |