SON PERDE
Eyy! Hayat
Ne istiyorum biliyor musun? Boyum kadar bir bahçe Güneşi köşeden vursun Direnmeden boyun eğeceğim Korkmuyorum ki Yaz kıştan ayrılıyor Göğsüm eski bir mahzen yeri Ahh! Kalbim direnişimi bağışla Güneş sağdan vuruyor Yarısı karanlık gölgem Solumu acıtıyor Tuhaf bir duygu biraz hüzün var sitem var Düşüncelerim şekle göre Bütün hayatıma hakim Yarısı karanlık gölgem Kollarım yana düştü hayat çıkmazda Yıllar önceki coşku hevesler kursağımda Sevgi var ötesi yok Güneşte yazı karartır Kudreti var fakat ömür geçici Birbirine kenetler de bu bağı Sağlam tutanı yok Son perde İşte hikayemin son safhası Birbirini tutmayan cümle parçaları Kendi düşüncelerimin içinde çırpınırken Birinci sınıf yazarlar ne kadar zengin Başı ortası bulunmayan cümlelerimde Tekrarlatır kendini psikolojik nakaratlarla Şimdi gözlerimde tatlı bir hüzün Kalbimi buran bir hasret Gecemi işgal eden sen Ne tuhaf değil mi? Her gün bir öncekinden daha güzelini aramak Bir ışık demeti içinde sayfa, sayfa dönüp kendinde kalmak Gece yarıyı bulunca hülyalarım meydan okur Fısıldar kulağıma la,la,la Rüyalarım gibi karıştı hayallerim Beni bırakma. Dargınım dargın Davalarım davacı kendi kendime Parmaklarım inceldi bir elim başım üstüne Kalp sızımı mahkum eden yargı Bakma gözlerime öyle Yıllar önce onların şefkat nuru aktı Ölüm yaklaştı sezen yaralı Aydınlığı istedim hep korktuğum zamanda geldi Ne içimde ıstırap ne gözümde yaş Duyguları öldürüp inceleyen soğuk bilim Hani benim düşlerimin tespiti Siyah örtülü kaldı içimdeki mihrap Berşah-Nurhan Doğrul 20 Haziran 2014 Cuma /Sakarya |