NE ZAMAN ÖÐRENDÝM ?Gözlerimi baðladým görmüyorum üstüme gelen duvarlarý sözlerimi sakladým boþ kovan gibi saçmýyorum ortalýða bir kese yaptýrdým ipekten uzun bir kurdela gerdim giriþine varla yok arasý yaþayan insanlarýn ayaðýna dolansýn diye. Gözlerimde biriken yaðmur bulutlarýný sokakta ip atlayan pembe etekli kýzýn yanýndan geçerken yüreðime dokundurduðu gülücükle daðýtýyorum deðmiyor biliyorum büyümeye deðmiyor ipin bir ucunu elime alýp dünyayý sallýyorum.. Zor zamanlarýn çocuðu olmak var mý hayatta bizim zamanýmýzda diye baþlayan öðütlerden nasibini alamayan pembeli kýz bunu da taþýr biliyorum hep karþý durur kafasýna yatmayana babasýnýn bütün kýzmalarýna raðmen sever biliyorum kýsa pembe eteði inadýna giyer bacaklarýný göstere göstere laf eden her benim diye geçinene ha s... çekerek görünmezlik perdesini etrafýna gererek en masum haliyle yumar gerçeðe gözlerini boþu boþuna heba etmez yüreðini. Sürekli karþýlaþýrýz tenha sokaklarda o hep mutlu yüzünü semaya kaldýrýr üstünden geçen renkli kuþlara el sallar beni gördüðü an gözlerimde ki yalnýzlýða bir de dudaklarýmda ki yalancý gülüþlere takar bana ihtiyacýn mý var der yüzüme yalnýz o inebilir içimde ki özüme. Ona sürekli ihtiyacým var halbuki Ne zaman ki elma þekerim alýndý elimden büyüdün diye ne zaman ki çizgi oynamam yasaklandý kazýk kadarsýn diye mahalle aðzýyla ne zaman ki caným yanýnca ulu orta aðlamam ayýplandý gizlendiðim karabasan köþelerde hep onu arýyorum baþým her sýkýþtýðýnda gamsýz yüreðe sarýlýyorum üþüyen minicik ellerimi kahkakasý ile ýsýtýyorum. Ne zaman büyüdüm ben hala dizlerim kanýyor düþtüðüm zaman hala oturup aðlamak geliyor hýrpalandýðýnda yüreðim hala erik çalma içgüdümü bastýrma çabasýndayým komþumuzun aðacýndan ben hala uçarý kafamla hesapsýz kitapsýz sevme kavgasýndayým ne zaman büyüdüm gözyaþlarýmý saklayacak kadar. Ayvazým DENÝZ |
"Ona sürekli ihtiyacým var halbuki
Ne zaman ki elma þekerim alýndý elimden büyüdün diye
ne zaman ki çizgi oynamam yasaklandý
kazýk kadarsýn diye mahalle aðzýyla
ne zaman ki caným yanýnca
ulu orta aðlamam ayýplandý
gizlendiðim karabasan köþelerde
hep onu arýyorum baþým her sýkýþtýðýnda
gamsýz yüreðe sarýlýyorum
üþüyen minicik ellerimi
kahkakasý ile ýsýtýyorum..."
kýz..pembe etekli kýz...öyle ulu orta aðlama...elma þekeri de yasak artýk sana...kazýk kadar kýz oldun,hala seksek mi oynuyorsun..!evet þairemiz evet...aynen böyle seyreder çocukluklarýmýz bugünlere geliþlerde..."bak falanýn kýzý çeyizlerinin yarýsýný bitirmiþ bile..nakýþ,gergef,el oyasý vb. öðrensene sen de,öyle seksek oymaýýp,elma þekeri yiyeceðine..."
Ýþte bizim gerçeklerimiz bunlar þairem...ah ki ah...yaþayamaz çocuklar doya doya çocukluklarýný...yasak...yasak...ne sakýz çiðneyebilirsiniz gönlünüzce,ne de çiðdem çitleyebilirsiniz öyle fütursuzca...öyle,oðlan çocuklarýnýna tanýnan özgürlüklerden de fayadalanamzsýnýz her zaman...sen kýz çocuðusun...çokça da yasaklanýr herþey kýzlara...kriter ne bu yasaklamalarda..?ebeden,dededen öyle görülmüþ,sorgulamadan uygulanýr iþte kýz çocuklarýnýn üstünde...bakarsýnýz birgün,o elma þekeri yiyen,seksek oynayan,ulu otra aðlamasý yasaklanan kýz çocuðu için,evinize bir zarf býrakýlýr veya ablalarý,görümceleri veya eltileri ile kapýnýza gelirler ve kýna gecemiz,niþanýmýz,düðünümüz var diye davetiye býrakýlýr...hoppala bu ne þimdi yahu...el kadar cirmi olan oyun çocuðunu,bir bakmýþsýnýz düðüncü maðazasýnda niþanlýk provasýnda veya sarrafta yüzük,bilezik denerken görürsünüz...yok öyle lüksü kýzýn itiraz etmeye falan..."verdim gitti,der babasý,anasý,aðabeyi de,hiç de düþünmezler bu kýzýn hayallerinin çalýndýðýný,sevdasýnýna karlar yaðdýðýný ve dallarýnýn kýrýldýðýný"...sonra da "yüksek yüksek tepelere ev kurmasýnlar..aþrý aþrý memlekete kýz vermesinler...annesinin bir tanesini hor görmesinler..."diye devam eden o aðýtý ve yangýnlara sarmalanmýþ dizeleri kýnayla sýkýþtýrýrlar o körpe kýzýn eline çeyrek altýnla...ve,gözlerini hiç de tanýmadýðý bir erkeðin pos býyklarý ile bakan yüzüne bakarken açar gözlerini kýzcaðýz...çocuklar..sünnetleri..okullarý...koca,kaynana vb. kahýrlarý öte tarafta...vücut þekilden þekile girmiþ..aðýzda diþ kalmamýþ..yürek zaten herþeyi unutmuþ koca ve çocuklara,gidilen eve adanmýþ...takma diþler yaptýrýlýr...gözlükler alýnýz..bel bükülür...belki de huzur evi son durak..ve,sessizce bir mahalle mezarýna topraða konur o pembe etekli kýz...
"Ne zaman büyüdüm ben
hala dizlerim kanýyor düþtüðüm zaman
hala oturup aðlamak geliyor hýrpalandýðýnda yüreðim
hala erik çalma içgüdümü bastýrma çabasýndayým
komþumuzun aðacýndan
ben hala uçarý kafamla
hesapsýz kitapsýz sevme kavgasýndayým
ne zaman büyüdüm gözyaþlarýmý saklayacak kadar..."
ve,ýskalanan tüm özlemler..hayaller..umutlar...yaþanmamýþlýklar sorgulanýr pembe etekli kýzýn yüreðinde daim...Ne zaman büyüdüm ve ne zaman öðrendim ben,diye iç monologlar baþlar...pembe etekli kýz hala o günlerdedir...ýskalanan tüm yaþanmamýþlýklrda...yarým kalmýþ seksek oyunlarýnda...komþu bahçeden erik çalmalarda...hayallerindedir her...ve,hesapsýz, kitapsýz sevmeler kavgasý baþlar...sahi ne zaman büyüdüm ben ey pembe etekli kýz...?ne zamandan beri saklýyorum ben bu gözyaþlarýmý...?
Eh þairem ah...öyle bir konu ki bu...tema ki...günlerce yazsam,bitmez...deþtiniz,öðretmenlik yanýmý...öðrenme süreci yaralarýmý...nasýl bir kaderdir bu böyle,ilimle,irfanla,inançla vb. alakasý olmayan yargýlarla pembe etekli kýzlarýn kaderi...!
Þairem...siz hep yazýn böyle..saðýn mýsralara yüreðinizdeki duyarlýlýklarý....Çok ama çok haz alýyorum..keyif alýyorum...savruluyorum eserlerinizin avazlarýndan...her eseriniz apayrý bir iç monolog...serzeniþ...realite...tercüman oluþ yüreklere...Yüreðiniz,elleriniz dert görmesin...bu eseriniz tek kelime ile muhteþemdi...iþte þiir ve hayat dedirtti bizlere...
tebriklerim çokça pembe etekli kýza dair fiziki ve ruhsal betimlemelerinizin mükemmelliðine,ustalýðýnýza ve tercüman olmanýzaydý pembe etekli kýzlarýn "ne zaman öðrendim ben "deyiþlerine...saygýlarýmla...