Öyle..
Nöbetleşe kurduğum hayallerimin gözü yaşlı yasındayım.
Senin gidişin değil de hayallerimin vardiyalı ölüşleri dokunuyor canıma. Nöbet nöbet tutarlardı beni avuçlarında. Şimdiyse üzüyor beni, her bir ölüşe dedikleri "Merhaba!" Oluk oluk bırakıyorlar beni, hissettirmeden bana. Oysa sen tabut tabut taşınıyorsun içimden mezarlıklarımın ücrasına. Öyle ki, Senin için ayırdığım yerlerime topraklar örtünüyor. Kuruttuğun hayalleriminse hasabını tutmaya kimsenin gücü yetmiyor. Aşkın cadde aralığında tutuveriyor bir gölge, içimden. Dışıma bulaşıyor içimin içsizliği. Soluğumu yarıda kesiyor nefesinin hiçliği. Tutmuyor artık hiçbir nöbet beni. Öyle ki, yazmıyor kalemlerin hiçbiri, bulaşmıyor artık hiçbir kağıda elimin kiri. Seni anlatmak için yazılmıyor artık hiçbir Attila İlhan şiiri. Ve kimse göremiyor artık içimdeki seni. Çünkü hiçlik kadar var, Heplik kadar yoksun içimin içinde. Bir Pazar’ın ertesinden gelecek gün kadar aşikardır olmadığın. Ve binlerce ispatı var, artık bende var olmadığının. Öyle ki, titretmiyor artık içimi, içimden gidişin. Üşütmüyor artık geceleri içimde kopan sert fırtınalar. Rüzgârın seni bıraktığı yerden başlıyorum savrulmaya Ve toprağa düşen bir çiğ tanesinin içinden bıraktığı temiz kokudan sürüyorum üstüme. Öyle ki, rüzgârın savurmuşluğu, Toprağın kokusu işlemiş yüreğime. Nöbetleşe kurduğum hayallerimin gözü yaşlı yasındayım. Senin gidişin değil de hayallerimin vardiyalı ölüşleri dokunuyor canıma. Öyle ki, oluk oluk bırakıyorlar beni, hissettirmeden bana. Aysun ÖZER |