Ey gardaş…Sen yeter ki üzülme Nasıl diliyorsan öyle takıl Keyif senin, heves senindir Dünyayı sırtlamak istiyorsun Her hazzı tatmak azmindesin Fırsatı ganimet bilen nefessin İnsanı, kandırmayı seviyorsun Onun masumluğunu kullanıyor Suç ve hatayı kabul etmiyorsun İşine gelmezse tehdit ediyorsun Daha da ileri gidip can yakıyorsun Herkes bana hizmet etsin istiyorsun Kendinden başkasını düşünmüyorsun Nefsini ihya etmek için çırpınıyorsun Niyetini fark edenleri de azarlıyorsun Sen insandan ziyade başkalaşıyorsun Hep hayvani dürtülerinle yol alıyorsun Edep ve hayâdan ne hiç hoşlanmıyorsun Benim kurallarıma göre yaşamalı diyorsun Yoksa kimseye hayat hakkı tanımıyorsun Ne eş, dost, ne de akrabaları istemiyorsun Tenkit edilmekten niye özellikle kaçıyorsun Bazen çok terliyor hatta leş gibi kokuyorsun Sana tahammül edenleri hiç umursamıyorsun Gözün karardı mı hemen hükmünü veriyorsun Gerekirse kan dökmeyi, marifet addediyorsun Nefsini çektiği kadına köle gibi davranıyorsun Hizmetinde bulunanlara hiç itibar etmiyorsun Karşı geleni, beynini alırım diye korkutuyorsun Kaç kez cezaevine girip çıktın, hiç ders almadın Daha beter bir vaziyette nam saldın, arlanmadın Seni kim görürse kaçmak istiyor, korkudan titriyor Ve o gözlerine bakmamak için yerin dibine giriyor İnsan için şeref ve haysiyet ne kadar önemliyken Aklıselimlik ve kemaliyet sahibi olması gerekirken Sen serkeş bir vaziyette, zavallı ve viran haldesin Ne kadar bilmesen de zaten ruhsuz ve kalpsizsin Bedeni, nefsi için yaşayan sefil, rezil ve kepazesin Bu zamana kadar yükünü çektik, çünkü çaresizdik Gardaş dedik, boynumuzu büktük, sabırla yürüdük… Mustafa Cilasun |