BİR AŞK MASALI İŞTE
şimdi artık sofi’ce yaşar gönlümün odağı
olur olmaz işlerden mahrum bırakır budağı üşütmez tenimi seher yeliyle hiç kimse, kahrolası dağları deştim, deştim yorulmadım da seni severek ne çok yoruldum ben şimdi sen yoksun hiç de olmadın bedenimin ruhumun cığlığı kulaklarda hece oldu yâr, mihrace masalı. Name name dökülen dudağımdan , ahu figandan isminle titriyor; gecenin karanlığında hep yalnız ,yalnız bürünür umut mahına; şafak vaktinde sönercesine aşk masalımız. Oysa ; kaç sefer dedim sana seni sevdiğimi kaç kez ünledim kaç kez uzattım ellerimi tutamadın , tutmadın yâr. "-Dur gitme"! Demedin bir kerecik olsun. Hikayemiz muamma prangalı el ayak yaralı şimdi, çaresiz kıvranan hatıranı sürüklerim , yad ellerde ah bir görsen, verem kalbimden akan kan giydirir bedenimi sayıklar hücrelerim mazi olmuş Lokmandan aman diyerek, çare dilenirim yerlerden, göklerden, sağımdan solumdan medet umarak herşeyimden vazgeçecek kadar sevmişdim kalender yüreğimi incittin,incittin yâr senin için açan yeşil yaprağıma hazan mevsimi sundun, savurdun yok yere elden ele ve sonra "- umut yok"dedi! Titremeden o dilin. jilet gibi kesdin ,kesdin attın beni. Yüreğimi yaktın! Yaktın alev misali Bacasından tüten dumanı göklerde bulut oldu evrene yağan yağmurlarla sellere karışır hoyratla gidiyor denize tuzuyla yakacak gözleri , duyunca sana olan aşkımı alem ağlayacaktır, ağlatacaksın alemi, tıpkı beni ağlatığın gibi yâr Ayse KAVAK |
Yine bir hüzün yeni bir darmadağınıklık
Toparlanması zaman alacak olan....
Yine geceleri süsleyen inci taneleri..
Yüreğinizi selamlıyorum şaire ablam... varolun
Tercümanı oldunuz duygularımın