kimse bilmez uçuşumdaki esrikliği
bulutlu bir hava
bir martının süzülerek kanat çırpışı kuş cıvıltısı ağır ağır dönüyor zaman ve bu filmin tam ortasında ben... kimim ben? her gün sınavlarla cebelleşen her gün ders alıp öğrenen hayatımın baş rolünde doğaçlama oynayan hep yenilip yine de kazanan siniyor içime acı acı, bana dağları aşıran bu yalnızlık, bana beni tanıtan anladım tutunmam birisine itilirim aşağı her gün yaşadığım, bu amansız döngü ne zaman bir odada yapayalnız oturmayı kendim olmayı öğreneceğim; o zaman bitecek acı suskunluk gerek bana yorumsuzluk gerek tüm gereksiz konuşmalarda bana olgunluk gerek dalında beklemek sabırla tatlanmayı bana bir yunus istikrarı gerek açmıyor mor menekşem güneşim eksik benim karanlık yarim toprak dağ suyum eksik mayalanmış hamuruma ılık bir kuytu gerek sindi içimdeki çocuk bir köşeye ne zaman coşkuyla gülsem koşsam dağ bayır demeden zalim bir el uzanır uçurtmama bana yaramaz bir sen gerek el ele olsun çocukluğumla tutsun ipimi deli rüzgâlarlarda martılar, tuhaf seslerle havlar içimde ürküntüler hani o maviliğinde süzülüş, hani o beyaz peri? ben uzanırım sonsuzluğuna kanadımda meleki duyuşlarla kimse bilmez uçuşumdaki esrikliği tam zirvedeyken haylaz bir çocuk vurur beni beni sapan değil, hain bir bakış indirir göklerimden döne döne yığılır yere bir ufacık kuş tüyü bir beyaz yığın... martıyla benden sana bulutla senden bana güneşle benden bana denizle hep bize eleyip tüm kıyl ü kali aktım tek söze bir tek kelime dalgalanır alemimde |