MERYEM
Meryem Ana çekildi ıssız bir köşeye
Sığındı yalnızlığına Sığındı Yaradan’a... Hak’tan armağandı taşıdığı Ruhullah için seçilmişti o masum güzel Teslimiyeti sonsuzdu Doğmadan adanmıştı beytül makdise Hanna’nın gözbebeği... Kuş yavrusuna özenen anneye hediyesiydi Rabbin Gözü gönlü âma olan ne bilsin Ondaki anlamı ve güzelliği ... Bir hurma dalına yaslandı Meryem, Keşke, bu başıma geleceğine ölseydim, Unutulup gitseydim, diyordu hüzünlü gözlerle Ilık gözyaşları süzüldü beyaz teninden Merhametli Rab seslendi ona, sakın üzülme! Irmaklar akıttım yanından Hurmalar fışkırsın dalından Taze ve olgun hurmaları yedi, güç bulsun diye Mahzun olma ey Meryem, Taşıdığın emanet cihanlara değer elbet Ve doğdu o güzeller güzeli İnsanlar uzaktı anlamaktan onu Dua etti rabbine sığındı İftiralar çıktı ayyuka... Beşikteki güzel konuştu, Meryem sustu Konuşmaya oruçluydu. Bebek İsa şöyle diyordu: "Ben şüphesiz Allah’ın kuluyum. Bana kitap verildi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe de namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti. Bir de anneme hürmetkâr kıldı. Beni asla zalim ve isyankâr yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün Allah bana selam ve emniyet vermiştir" MKF |