İndirin Ellerinizi Hayatımın Yakasından Ki Ağırlığımı Hissedeyimbir meydanda topladım tüm düşüncelerimi kalabalık cücelerdi her biri gün sıcak saatler dilsiz sevgiler sahteydi bol geliyordu zaman üzerime ve sırtımdan düşüyordu yorgun hoşgörüm an be an öfke sarıyordu çıplaklığımı ve gittikçe kızıla boyanıyordu tenim ahh özgürlük istiyor suskunluklarım isyan diye haykırıyor mahkum ettiğim tüm kelimeler ve sırasıdır artık güneşe çevirmeli yüzlerini ki görünsün gölgeleri evet artık bitmeli göğsüme vuran kar yağışları ve akmalı yüzümdeki kirli gam salmalı ne var ne yok dışarıya ve durmalı yalnızlığın sade ağzına iki dudak mesafesindeki saf öpüşü bekler gibi hep çirkinliğe sürdünüz çıkarsız duruşumu ve hak etmediğim şekilde yağdı üzerime gamsız yağmurlar ıslandım ıslattınız ama hep güneşe çevirdim yüzümü şimdi indirin ellerinizi hayatımın yakasından ki ağırlığımı hissedebileyim artık çekiyorum bakışlarımı üzerinizden çekiyorum duruşumu sessizce el sallayın gidişimin ince hüznüne ve yol acın teşrin yapraklarıma ki kuytumda toplansınlar biliyorum uzun mu uzun bir kırılmışlık var ötelerde en karanlık gecelerin siyah duvağı ve en ıslak saatlerin hüzzam makamlı sesi ama sanmayın ki hiç bir zaman görmek istemediğiniz o iç güzelliğimin şen ıslığı susacak sanmayın ki kapanacak perdesi yüreğimin şimdi eskimeye mahkum bir ağrısınız göğsümde ithamların kesik attığı hançerden akan kanımla mühürlüyorum sizi çünkü açtığınız bu yara iflah olmaz artık.. Figen YARAR |