8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2047
Okunma

dalgalara emanet çığlıklar
vururken kıyıya isyan
paramparça granit
henüz doğmamış yakamozların
tortusunda gecenin ayini
kırılıp ürperiyor suda Ay
ç a r e s i z
daha taze akıp giden acının tuzu
ve uğurlanan yolcularda “ben”doygunluğu
ki belli fırtınaya gebe zaman
ç a r e s i z
sonra
yelkeni şaraba bulanmış
kancabaşla başlar
dönüşü olmayan gidişler
vedalar tanıdık
göğüste artçılar ki
kirpikler mahkum ıslanmaya
ç a r e s i z
güneş eğmiş başını bulutlara
“Temmuz da üşütür unutma “
sığındıysan yabancı kollara
oysa tüm kucaklar yabancı değil midir
ilk doğduğumuzda
ç a r e s i z
ah onca göğsün siper durduğu şafak
oklarını karanlığa s/ atma
tükeniyor toprağın titreyen nefesi
dudaklara tutunmuş ses sustuğunda
ç a r e s i z
09/Temmuz/2009
Figen Yarar
* Kancabaş; hafif filoya dahil, üstü açık ve sahillere sokulur, nehirlere giren bir gemi.
5.0
100% (5)