LAVANTİN
Bu kez nağmeler süzülüyor yanaklarından
Sustum, ilk gidiş değil bu Son kez yapraklar dökülüyor saçlarından Durdum, son bakış değil bu Ah Lavantin! Sen gizli bir çiçek Sessiz, ürkek, masum bir ceylan Sen hisli bir melek Yalnız, mağrur, vakur bir açelyan Irmakların ortasına bir yangın düştü Hezeyanlar içerisindeyim bilsen Gönlümün hicranına bir fikir düştü Nedimeler timsaliyim bilsen Ah Lavantin! Fikirdaşım, yandaşım, arkadaşım hadi şimdi söyle sensiz ne yaparım? N’olur ahvalimi sorgulama utanırım Kim ne söylemiş? Aman suuus! Kıskanırım İrkilir, hoyratça koparır yanılırım Vakti geldi, soluğum kesildi Boynunu öyle kıvırıp nazlanma Akdim göz göze geldi, nurun dize geldi, Sözlerim şaştı, dilim lal oldu, saklanıp hayıflanma Günahlar, sevaplar seriliyor bir bir Ortalık mahşer yeri, görmesinler kapa gözlerini Melekler, şeytanlar diziliyor bir bir Kalabalık hançer gibi, görmesinler kapa gözlerini Aşkın narına geldim, Durdum kapına geldim, Dayandım yanına geldim, Kandım bir oyuna geldim, Sen beni benden iyi bilirsin Affını istemeye geldim. HAKAN AYDIN |