DELMARE
Öyle günler olacak ki küçüğüm
Pembe panjurlu evler göreceksin Kapılarında kocaman menekşeler Minik bir serçe, badi parmağına konacak, küçüğüm Avuçlarında kıpırdarken, uçmasını isteyeceksin Gramofonda adını bilmediğin çocuksu Fransız şarkıları dinleyeceksin Salonlarda balo havası olacak, küçüğüm Düşlerinde, vals eden genç çiftleri hissedeceksin Böğürtlen bahçesinde kendini yitirdiğin olacak, küçüğüm Komşunun ağacından çaldığın erikleri aklına getireceksin Kırmızı bisikletini alıp kaçarsına süreceksin Arkana baktığında dört bi yana saçılmış misketler olacak, küçüğüm Paris sokaklarında ıslak kaldırımlar düşleyeceksin Şekerleme dükkânlarından geçeceksin Üstün başın, vanilya kokusu olacak, küçüğüm Sınıfındaki Delmare gibi küseceksin Büyükbabanın, portakal ağacına kondurduğu salıncağa bineceksin Düşene dek, tutan kimseler olacak, küçüğüm İki dudağını büzüştürüp ıslık çalmak isteyeceksin Karşında Delmare’yi görünce kıpkırmızı kesileceksin Piyanonun karşısına oturup parmaklarınla dokunduğun yerleri sileceksin Ama hala masada duran doğum günü pastanı üflememişsin! Tam istediğin gibi; frambuazlı Merak etme! Kestikten sonra hemen yiyeceksin Endişelenme! Belki de Delmare hediyesini alıp gelecektir, nerden bileceksin? HAKAN AYDIN |