acı sancıbiryerlerde sahne kuruldu kerpiç eve bir kova su çoban işliğinden çaput eli hint kınalı ebe girdiler ulu orta izinsiz birinci perdemize sancılandık ağladık korda narlanmış taş sokuldu höllüğe yavaş yavaş ısındık ağlamadık bağırdık kâh duyulduk,kâh duyulmadık ciğerlerimiz alıştı hırlarken genzimiz çığlığımız kurt ulumalarına karıştı ırak okul yolu firarda aç itler azığımızı isterler gözleri kan vermesen,adam yerler sınıf arıya tütsü toprak taban,tezek örtüsü yüzon cana yedek öğretmen bir şey gelmez elinden öğrenmek öğrenmek intikamına öğrenmek işte ışıklı kasaba her kelime bir mıh başıma yazgı köprüsü,amele görsün sıyrılırken kılıç cehaletin hışmına kasım |
yeni bir şeyler söylenmeli hayata dair. hiçkimse özgün bir hayat yaşamıyor malesef.