Mış-Muş-Miş-Müş
Öyle iç çekiyorum canım nasıl sıkılmış.
Hayallerim ruhuma hapsolmuş tıkılmış. Gözüm yıldızlara umarsızca takılmış. Kâlp darmadağın oda cümbüşe katılmış. Sen gidince elerim buz tutmuş. Eller diyor ki o seni unutmuş. Ben kendimi gelir diye avutmuş. Boşa dememişler fakir aşkı umutmuş. Unutmaya çalışıyorum yüzün yine gitmemiş. Dinmemiş acım hüzün yine bitmemiş. Kandırıyorum kendimi pişman olur dönermiş. Miş demişim yine, demek ki hiç sevmemiş. Aslında gözleri her şeyi anlatan bir düşmüş. Biz ayrı telden çalan iki cümbüşmüş. O gitmiş ben yollarına düşmüş. Yalnızlık yazım olmuş, kaderime dönüşmüş. Anladım ki senden sonra her şey yalanmış. Yalan yağmurunda ben fırtınaya tutulmuş. Tanıyamıyorum kâlbimi neden onu sevmiş? Onun gerçekliği bile sadece bir düşmüş. |