Karadull
Karadull
Karadul Yağlı kara is pas kir nem ne menem bir kölelik hepsi mevcuttu o karanlık tünelde bir parça huzur için peşin ödenen bedel her an boğazlarında görünmeyen cani el Azrail peşlerinde peşlerinde hep ecel cennete ulaşmak için cehennemi kazdılar ne sayıca azdılar ne önlerinde engel vardı yakalarında rozetti sanki alınlarında o yapışkan ter gün günden acımasız gün günden beter kaz kaz bitmiyordu kaderin kara yolu sinsi sinsi yaklaştı ummadıkları anda Azrail olup canda soktu yine karadul önceleri bir umut kapısıydı taşı toprağı altın İstanbul bir büyük şehir bir mega kent göçler hep orayaydı sonunda doldu taştı yetmez oldu talebe bir Zonguldak bir Soma o da umut kapısı rengi kara kapkara adıysa kara elmas umuttan inşa ettikleri kaç kazanç kapısıydı çar naçar çalıştılar bir dilim helal ekmek için o karanlık mabette gözleri ışıldardı kara bir kabus simsiyah yapışkan ter gün günden acımasız gün günden beter sinsi sinsi yaklaştı hiç ummadıkları anda Azrail olup canda soktu yine karadul geride kalanların hepsinin bir adı var kiminin adı yetim kimi öksüz kimi dul geliyorum diyordu kimseler inanmadı sanmayın ki milletçe hiç canımız yanmadı şimdi dua zamanı giden dönmezdi geri geri getirmez ağıtlar şimdi her biri melek cehennemin neferleri şimdi her biri ol cennetin erleri şimdi dua zamanı Yüksel Nimet Apel 20/Mayıs/2014/Salı/Bodrum |