adem gibi ilktim dünyana…hayrettin taylan yırtılı umutların şafağında dile dolandı gelecek kavli uzaklara götürü yazan yakın hayallerin sevilecek mecrasıyım onulmazlığa dair bir duruşun beklenecek bekrisiyim varılmazlığa vaha, leyli gecelere heceli şiir emekçisiyim sarılmaya saha, anlaşılmaya kaide hücreler algısıyım sevmeye gölge, yolunda yürümenin zeyl tasavvuruyum bu yüzden ,en baştan, en sona kadar sevmenin zemzemlerinde yıka yenik bir düş, yenilikçi bir damlanın deryası ve mutasal muhteşemliğin içim dışım senle ıslanıyor, senle uslanıyor durulanmış duruşum içsel nidamın sonuna ekleniyor ünlemsi bakışın sana doğruluyorum bir doğrunun hakikat mizanında sana yöneliyorum bir gerçeğin mutlaklık izanında sana kalıyorum, bir aşkın kallavi sınırında yeni dünyanın ilk günü gibi sevmeye büyüyor helalim yeni bir aşkın beşiğinde sevmenin beşiğindeydin sallandırıyordum seni yeni bir yazgının ve yazının adılıydın gönlümde müstahaktım helaline hakikattim cemaline adem gibi ilktim dünyana… Havva ben’den bir sondun gömülü bir ankanın külünden açılmıştı gül gönlüm kırmızıydı dünya, kırmızılıydı aşk şuha nuh’tum, gemimde sen ve yine sen vardın tavlı bir dağa bırakılmıştı kavuşmalarımız medeniyet ile inanç arasındaydı yadımız sevmekle ile hakikat arasatındaydı sandığımız beklemekle ile hücre arasındaydı hicretimiz inanmakla ile bilinç arasındaydı gerçeğimiz bu yüzden , onulur payelerle paydaşlarımız aynıydı bu yüzden , sevilir vefalara denklemdi algımızın aynası bu yüzden, ben kadar aşk, aşk kadar kaderin sınırındaydı sevmek |